Girit’ten Mudanya’ya Mübadil Bir Aile Kibar Altay

Girit anıları ve söyleşileri
Cevapla
Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Girit’ten Mudanya’ya Mübadil Bir Aile Kibar Altay

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 19 Eki 2020, 18:12

Girit’ten Mudanya’ya Mübadil Bir Aile

Kibar Altay


Şair, gazeteci. altaykibare@hotmail.com




Annemin babamın aileleri Karaman’dan Girit’e gönderilmiş. Babamın dedesi Osmanlı İmparatorluğu’na birkaç ay yardım etmiş. Bu nedenle kendisine Paşa unvanı verilmiş. Ratıp Paşa’nın gümüş tabakası, ağızlığı bizde duruyor. Girit’te kale komutanı Dizdarzade ailenin adı. Girit İsyanını bastırmak için Mısır’dan destek kuvvet sağlandı. Mısır’da Ratıp Paşa Çarşısı var. Girit’te Hristiyan Rumlar babamın ailesine Efendakis dermiş. Hristiyan Rum komşularıyla çok iyi anlaşırlar ve çok iyi dostlarmış.
Babamın ailesinin Silamo Çiftliği arazileri Türkiye’den göç eden Rumlara verilmiş. Ratıp Paşa’nın oğlu (babamın dayısı) Kurmay Yüzbaşı Ali Rıza Dizdarzade’nin kılıcını Rumlar almak istemiş. “Bana bu kılıcı Türkiye verdi. Ancak Türkiye, Türkler alabilir” demiş. Vermemiş kılıcını, alamamışlar. Babam anlatırdı. Annem de babasından, dedesinden duymuş bu olayı. Ali Rıza Dizdarzade Kurtuluş Savaşı’nda şehit düşmüş. Annesi Nefise Hanım’a maaş bağlanmak istenmiş. Babamın anneannesi Nefise Hanım kabul etmemiş.
Mübadeleye kadar, her gece Girit’te 15-20 kişiyi asıyormuş isyancılar. Rum dostları dedeme, listeye seni de aldılar, sıra sana geldi demişler. Son gecelerinde de 9 Türk’ü asmışlar. Atatürk’e telgraf çekip katliamları anlatmışlar. Atatürk, 30 Ocak 1923 Lozan Konferansı’ndan sonra gemilerle, Mart-Haziran aylarında, ailemizi ve Müslüman Türkleri getirmiş. 40 gün yolculuk yapmışlar. Karar veremiyorlarmış nereye yerleşeceklerine. Atatürk öğrenince “Herkes olduğu yerde kalsın, oraya yerleşsin” diye haber vermiş.
Bir kısım akrabalarımız Mersin ve Tarsus’a yerleşmişler. Tarsus’ta fotoğrafçılığı Hamza Rüstem’in akrabası, annemin teyzesinin eşi kurmuş. Buraya narenciyeyi dedem getirmiş. Malta’ya ziraatle alakalı kursa gitmiş. Hatta Atatürk Orman Çiftliği’nden teklif almış.
Fakat dedem, eşi ve çocuklarından uzak kalamaz diye teklifi kabul etmemiş. Çok mutlu bir aileydi. 7 sene askerlik yapmış dedem Ali Baba. Herkes Ali Baba derdi. Çok sevilen birisiydi dedem.
Bahçeli evlerimiz meyve ağaçlarıyla doluydu. Hepsini dedem yetiştirmiş. Armut ağacımızda iki çeşit armut vardı. Dedem ağaçlara öyle aşı yapardı. Melisamız vardı. Soğuk algınlığı geçirdiğimizde onun limonlu çayını yapardı. İçer ve iyileşirdik. Çok güzel mis gibi kokardı. Çok severdik melisa çayını. Dedemiz mandalina, portakal bahçesi vardı. Zeytincilik yapardı. Enginarlar, incirler, iğdeler, renk renk güller… Konsollarının üstündeki vazoda her gün bir demet gül olurdu. Anneannemi çok severdi dedem. Kumyaka’dan gelirken bü yük sepetinin içinde meyveler, enginarlar… Büyük bir demet gül getirirdi.
Babamların Silamo Çiftliği’nde zeytinyağı fabrikaları varmış. Mudanya’da da dedemin zeytinyağı fabrikası vardı. Evlerimizin karşısındaki sokak dedemin ismini taşıyor.
Atatürk birer ev, 60’ar ağaç zeytinlik vermiş. Annem ve babam aralarında Giritçe konuşurlardı. Anneannemin konuşmaları çok sevimli ve komik gelirdi bize. Türkçeyi çok güzel ama komik ve sevimli konuşurdu.
Annemin teyzeleri Rüştiye mezunuydu. Babamın nüfus kağıdında Girit Kandiye yazıyor. Babam 40 günlükken gelmişler Girit’ten.
Anneannem Girit’teki hayatlarını anlatmayı çok severdi. Babasının değirmenleri varmış. Orada hiç soba yakmazlarmış. Kışın üşümezlermiş. Mangal yakarlarmış. Mangalda kahve pişirirlermiş. Bütün ailemiz kahve tiryakisiydi. Kahve kavrulur, değirmende çekilir ve mangalda pişirilirdi.
Akdeniz mutfağı, Akdeniz-Girit beslenmesi hakimdi. Zeytinyağlılar, cevizler, bademler, meyveler, balık, paskalya çöreği… Anneannemin mutfağında paskalya çöreği eksik olmazdı. Mutfağı mis gibi kokardı.
Ucuz Geçim1 Zeytinler toplandı Şimdi sıra otlarda Ebegümeci, hindiba Şevketibostan, zofya Giritliler toplar
Kırlardaki otları Hayvanlara kalmıyormuş Kızıyor kasabanın yerlisi. Ama Mudanya’nın en zengini Giritli Hayati 101 yaşında öldü. Rahmetli hiç bıkmamıştı Beleş otla doymaktan.

Akdeniz mutfağı, dengeli- sağlıklı beslenme, doğa, deniz, ağaç, vatan, Atatürk sevgisiyle dolu çok iyi insanlardı ailemiz, büyüklerimiz.
Dedem ve babaannem iki kızına Devlet ve Hürriyet isimlerini vermiş. İstanbul’daki Giritli büyüklerimiz küçük bir kız olduğum halde benimle sizli, çok nazik konuşurlar, “Kibar Hanım” derlerdi. Ayla Algan’ın babası ile teyzemin eşi kardeş çocuklarıydı.
Bizim büyüklerimiz, Türk Müslüman aileler. Osmanlı İmparatorluğu tarafından Girit’i savunmak için Karaman’dan Girit’e gönderilmişler. 30 Ocak 1923 Lozan Konferansı’na kadar emperyalizme ve isyancılara karşı Girit’i korumuşlar. Çocukları şehit olmuş, şehit maaşını da kabul etmemişler.
Dedelerimizin yüzüne bakıp “Gavur gitti, gavur geldi” demiş bazı cahil insanlar. Yüzüme bakıp “Atatürk’ü sevmiyorum, Giritlilere mal vermiş” diyenler oldu. Ne büyüklerimiz ne de biz cevap vermedik, vermeyiz. Dedem eve gelince ağlarmış. Çok üzüldük, şaşırdık, ağladık ama cevap vermedik, vermeyiz. Burada ilk kez değiniyorum.
Tarih çok önemli bir bilim. Ailemi yazmayı çok istiyordum. Ailemi yazma, anlatma olanağı verdiniz bana. Sonsuz teşekkürler ederim size. Başarılarınızın devamını dilerim.
Eylül 2019- Mudanya



1 İkinci şiir kitabımdan. Kibar Altay, Acının Düştüğü Yer, Kerem Yayınları, Ankara, 1984, s.12.

İbrahim Altay- Mehveş Altay (Kibar Altay’ın dedesi ve babaannesi)
(Mübadele ile Bodrum taraflarına yerleştirildiler.)
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kimler çevrimiçi

Bu forumu görüntüleyen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 10 misafir