- 93518668_3013224022033139_7067680736416890880_n.jpg (40.6 KiB) 1762 kere görüntülendi
1890 yıllarından ıtıbaren akın akına Anadolu topraklarına gelen Giritli Türklerden Silifkeyi yurt tutanlar da oldu.İlk kuşa 5-6 aıleyi geçmedi ve büyük zorluklar yaşadılar.Önce sayagzına yerleştiler ama seller onları rahat bırakmadı kötü günler yaşadılar.Yazın ucuzlayan sebzelerden faydalanıyor, sonbaharda tarlalarda kalan domateslerden yaptıkları salçayı kışın kullanıyorlardı. Makarna, erişte kesiyor, tarhana, sirke, pekmez, incir pestili, turşu, reçel, marmelât yapıyor, nişasta ve bulgur kaynatıyor, biber, patlıcan, bamya, üzüm, incir, erik kurutuyor, kışa hazırlıklı giriyorlardı.Sonraları ikıncı kuşagın gelmesi ile mukkaddem mahallesını yurt tuttular.Giritliler, otçul insanlar... Allah’ın, doğada sadece ilkbahar başlangıcında, bir süreliğine insanlara sunduğu bu şifalı bitkilerden yarı haşlayıp yiyerek azami istifade ederler. Böylece yoksulluk nedeniyle dengeli beslenemediklerinden, vücutlarında eksilen yapıtaşlarının yerine konması için gereken vitaminlerin bir kısmını doğadan temin etmiş olurlar.Giritlılerın diğer bir özelıgı ise SILIFKE HALK OYUNLARINA verdıgı degerdir.Silifke foklorouna can vermişlerdir.İşte onlardan bırısı de HÜSEYIN SAYIM halk arasında HÜSO olarak da tanınırdı.BADAL ALI ARAYCI,SADIK SAYIM HOCA,KASAP ALI DEMIR onlardan bazılarııdır.
Giritli mahallesi Sabahları erkenden kalkan kadınlar, öğleye kalmaz, bütün ev işlerini bitirirler ve diğerleri, bahar ve yaz günleriyse, hava şartları sokakta oturmaya müsaitse, evlerinin önündeki betonları yıkar, sokağı sular, beton kuruyunca üstüne bir çaput kilim serer, varsa bir iki minder atar ve ellerine şiş veya tığ işlerini alıp otururlardi.Kısaca dostlugun,barışın ve kardeşlıgın yaşandıgı bir mahalle idi.Giritliler, birbirlerine sımsıkı bağlarla bağlı, çok temiz ve çalışkan insanlardır.Onlarda zaman mefhumu yoktur. Gecenin bir saatinde bir sıkıntıları olsa, çekinmeden birbirlerinin kapısını çalarlar ve ihtiyaçlarını giderirler. Birisi hastaneye yatsa veya hapishaneye düşse, hepsi oraya taşınır, gide gele yolları aşındırırlar. Birisi bebek bekliyorsa, her biri ona bir armağan örer, diker, hazırlar. Doğumda da cümbür cemaat oradadırlar, kırkı çıkana kadar yalnız bırakmazlar.
Kerim Parlatan Arşivinden Daha Azını Gör
