KÖYDE ZORBALIK İbrahim Babür Girit'te Yaşanmış Olaylar

Girit anıları ve söyleşileri
Cevapla
Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

KÖYDE ZORBALIK İbrahim Babür Girit'te Yaşanmış Olaylar

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 25 Ağu 2019, 19:41

KÖYDE ZORBALIK

Abdullah Baykan’dan dinlediğim diğer bir olayı anlatmak istiyorum.
Dedesi İbrahim Ağa,Girit’in Holena Köyü’nde geniş araziye sahip,varlıklı bir insandır.Her yıl ektiği buğday,arpa,yulaf,burçak ve bakladan hatırı sayılır miktarda tahıl kaldırmaktadır.Köyün sayılı ve saygın zenginlerindendir.Günün birinde gece yarısı evinin kapısına atlı,üç zorba Rum gelir.Kapıyı çalarlar,İbrahim ağa kapı arkasından,açmadan sorar:
-Pşos iseste.İda thelete?
-Siz kimsiniz.Ne istiyorsunuz?

-Biz şu kişileriz.(İsimlerini sayarlar.)
-Star dosemas.
-Bize buğday ver! (İbrahim ağa’nın kimseye ne borcu vardır ne de harcı.)
-Mesanihta etutine i dula de jinete.Taşter tinmera elaste nasasedoso.İ meres sto çuval denebikane.
-Gece yarısı bu iş olmaz,yarın gündüz gelin vereyim.Günler çuvala girmedi ya..!
-Bize acele lazım,onun için şimdi istiyoruz,derler.
-Olmaz yarın gündüz gelin,diye tekrarlar.
-İlla şimdi istiyoruz diye diretirler.
İbrahim Ağa,gelenlerin iyi niyetle gelmediklerini anlamakta gecikmez ve kapıyı açmaz.Kapı önünde sürtüşme silah sesleriyle son bulur.
Kapının ardından atılan silahla,İbrahim Ağa baldırından vurulmuş.Uzun süre tedavi olmasına karşın topal kalmıştır.Bu olaydan sonra lakabı Topal İbrahim Ağa olarak değişmiş ve aynı lakapla mübadelede Adana’ya gelip yerleşmiştir.
Yine merak ederek,Abdullah Baykan’a sorduğum ve açıklamasını yaptığı olay:
Benim 10-13 yaşlarımın aralığında,sohbetlerini dinlediğim yaşlıların anılarını birbirlerine anlatırlarken bu günkü gibi takvim bilinci yoktu.Adada iz bırakmış belli başlı olayları takvim başlangıcı gibi tutarlar;olaydan üç sene evvel veya beş sene sonra şeklinde tarih belirtmeğe çalışırlardı.En çok tarih olarak anımsadıkları ‘’SFAJİ’’ (KATLİAM) olayları idi. ‘’Prot Sfaji’’ (İlk katliam),’’Defteri Sfaji’’ (İkinci katliam) ve ‘’Meğali Sfaji’’ (Büyük Katliam) GİBİ,sözlerini sık kullandıkları gayet iyi hatırlıyorum.
O zaman küçük olmam hasebiyle büyüklerin sohbetleri arasına girip soru sorma görgü kuralı gereği olanaksızdı.Ancak bu yazıları yazmaya başladığımda,bu Sfaji olaylarını Abdullah Baykan’a sordum.Bana en son olanını şöyle anlattı:

Rumlar,geceleri köylere baskın düzenliyorlarmış.Türklerin elinde yalnız,Yunan grası (Uzun namlulu silah),mavzer gibi silahlar varmış.Yunanlıların elinde ise mitralyöz,hatta top dahi bulunuyormuş.Türkler,Yunanlıların bu üstün silah ve ateşi karşısında evini köyünü bırakıp gitmek zorunda kalıyorlarmış.Nereye gideceğini,nereye sığınacağını bilemeyen insanlar yollarda çetelere av oluyor,şehre Kandiya’ya varabilenler o zaman Kandiya’nın iki kapısı varmış.Biri Hanya kapısı,diğeri Çenurya Porta (Yeni Kapı) imiş.Kapının yani başındaki kale surlarının içinde Yunan Askeri Kışlası bulunuyormuş.Orada ikiye ayrılan yolun biri Türk mahallesine diğeri Rum mahallesine gidiyormuş.İşta bu çaresiz insanlardan bilmeden Rum mahallesine girenlerin yaşama şansı kalmazmış.Oraya giren erkek,kadın,çoluk çocuk hepsini kesmişler kurtulan olmamış.Sokaklardan kanlar günlerce oluk oluk akmıştı,diye anlattı.

İbrahim Babür
GiritTe Yaşanmış Olaylar Kitabından Alınmıştır.

Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kimler çevrimiçi

Bu forumu görüntüleyen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 5 misafir