- 582245908757.jpg (36.13 KiB) 1572 kere görüntülendi
Dünya Turu'ndaki ilk balığı yakalıyorum, 7,8 kg'lık mavi tuna. Halki-Girit geçişinde balığın kellesinden ilk gün balık çorbası, 2.gün öğlen ve akşam hepimize yetecek bol balık tava, salata ve şarabımız var. Girit'te her sabah diğer yerlerde olduğu gibi sabah sporu ve yogadan sonra güne başlıyoruz.
Giritliler, "Biz Giritliyiz Yunanlı" değiliz diyor ve birçoğu bağımsızlık istiyor. Osmanlı ile 25 yıl savaşmışlar. Türkleri sevmeyenler çok, herhangi bir olaya ortam yaratmamak için teknemizin bayrağını asmıyoruz. Fanatiklerin saldırısından çekiniyoruz. Adada Osmanlı düşmanlığını anlatan kitapları dağıtan bir kilise var. Kitabın sonunda bunları AB'ye almayın yazılı. Kilise girişinde Osmanlı ile savaşırken ölenlerin kemiklerin sergilendiği müze var. Kilisenin papazı ve direnişçiler, Osmanlı'nın kiliseye gireceğini anlayınca cephaneliği havaya uçurup intihar etmişler. İlk 3 günümüzde rüzgar kafadan 25-27 knot hızında eski ve dalga boyu 4 m civarında. 3 gün sert havayı yedik 4. gün hava düzeldi. Güzel bir havada Malta'ya giriş yaptık. Sancağımızda büyük denizci Turgut Reis'in türbesi... Onu ve burada yatan diğer Osmanlıları rahmetle andık. İskelemizde Büyük Malta Kalesi olduğu halde Malta'ya giriş yaptık. Buraya geldiğimde 2 kilo vermişim, nedeni ise 3 gün sadece meyve yiyip su içmiştik. Çünkü yemek yapabilecek ortam yoktu.
Ancak Malta'ya gelince Mayisa Gökova bize çok güzel Kafkas pilavı ve yöresel yemeklerden yaptı, midemiz bayram etti. Malta etabında ana yelkende yırtıklar oluşmuştu, dolayısıyla yırtılan yelkeni indirdik ve fırtına ana yelkenimizi taktık. Yolda minik ziyaretçi kuşlarımız oluyor, bizi hiç yalnız bırakmıyorlar. O kadar samimi oluyorlar ki omuzuma, kafama konuyor, tekne içine giriyorlar. Onlara yiyecek içecek veriyoruz, onlar da bize sevgi veriyor. Marinaya girmeden önce birçok yelkenli gördük, bu tekneler hep yarış yelkeni takmıştı. Öğreniyoruz ki bugün 606 millik Rolex Middle Sea Race varmış. Malta'dan çıkıp Sicilya'nın etrafında dönüyorlarmış. Malta'da kaldığımız 3 gün boyunca inanılmaz yağmur yağdı. Maltalılar bu mevsimde bu derece yağmuru hiç görmediklerini söylediler. O kadar çok yağdı ki birçok yeri su bastı, hatta müzeleri bile. İlk gün bu nedenle gezemedik. Sonra Osmanlı ve Malta Şovalyelerinin silah müzelerini geziyoruz.
MALTA ŞOVALYELERİ
1500 yıllarında Avrupalılar Kudüs'e hacı olmaya giderlerken Araplar tarafında soyguna uğrarlar. Hacılarının devamlı soyulduğunu duyan Avrupalı krallar bir araya gelir ve hacıları korumak için ortak bir ordu kurmaya karar verir. Bunların adına Knight of St.Johns denir. Biz bunlara Rodos veya Malta Şovalyeleri diyoruz. Osmanlılar "Bir şovalyenin kılıcını, onun kolunu kesmeden alamazsın" sözüyle onların ne kadar seçme savaşçılar olduğunu anlatır. Şovalyeler büyüyerek devlet içinde devlet olmuşlar, Mısır'a giden Osmanlı ticaret gemilerine saldırarak ganimet toplamaya başlamışlar. Olayı duyan Kanuni, derhal Kudüs'e bir ordu gönderir ve Kudüs'ün kuşatılmasını ister. Ordu hiç alışmadığı bir direniş ile karlılaşmıştır. Kanuni'ye yenilme haberi çok dokunur ve derhal ikinci orduyu gönderir. İkinci ordunun akıbetinin de aynı olduğunu gören Kanuni, bütün güçlerini toplar ve bizzat ordunun başına geçerek üçüncü kuşatma için yola çıkar. Savaş çok zorlu geçer ama Kanuni sayıca çok üstündür sonunda Kudüs Kalesi'nde sadece 250 şovalye kalır. Kanuni onlara savaşı bırakmaları karşılığında gemilerini ve ganimetlerini beraberlerinde götürebilecekleri sözünü verir. Şovalyeler Kanuni'ye güvenirler savaşı bırakırlar ve Kanuni de sözünde durur. Kudüs'ü terk eden şovalyeler Avrupa yerine Rodos'a yerleşmeyi tercih ederler. Kanuni, Rodos Kalesi'ne dayanır, sonunda şovalyeler Malta'ya yerleşir. Ardından Malta seferi başlar. İnsanın 1565 baharında Osmanlı Donanması'nın bu sulardan Kaptan-ı Derya Damat Piyale Paşa kumandasında geçerek 90 kadırga, 40 baştarda, 11 kalyon, 3 karamürsel, 50 nakliye gemisi ile beraber yol aldığını ve oralara varıp bir de savaştıklarını düşünüp bu denizcileri takdir etmemesi mümkün mü? Osmanlı'nın Malta seferi 6 ay sürmüş, 500 şovalyenin 260'sı ölmüş, Türk ve Maltalılar ayrıca 8 biner asker kaybetmişler.
DEMİR ALMA ZAMANI
Eskiden sesimizi savaşlarla duyururduk. Şimdi yarışlarla duyuruyoruz. Ne kadar hoş değil mi?.. Bu arada Proveza Türk ekibi Avrupa birincisi olmuş haberini aldık. Kendilerini kutluyor ve onlarlar gurur duyuyoruz. Malta'dan demir alma zamanı geldi. Sancağımızda Malta kalesini, iskelemizde Turgut Reis Türbesini bırakarak Malta'dan ayrılıyoruz. Rüzgar tam orsadan 19 hakiki. Yani 25 knot zahiri rüzgara karşı Sicilya'ya doğru yol alıyoruz. Bulutlar fazla hareketli, hava her an patlayabilir. Her ne kadar hava raporu en fazla 35 knot gösterdi ise de bu hareketlilik daha fazla bir şeyler olacağını gösteriyor. Cumhur Hoca ile nöbetleşerek yol alıyoruz. Bir güneş açıyor bir yağmur yağıyor. Sicilya göründü ama daha yolun dörtte üçü var. Sicilya büyük bir ada ve biz batısından doğusuna kadar boydan boya gideceğiz.
Bir sonraki yazımda Sicilya, Sardunya ve Marbella'yı anlatacağım. Sağlıcakla kalın.
https://www.yeniasir.com.tr/sarmasik/20 ... sasirtiyor
