MUHAREBEDEN DİPLOMASİYE: LOZAN KONFERANSI’NDA TÜRK DELEGASYON HEYETİNİN KARŞILAŞTIĞI ZORLUKLAR RESUL BABAOĞLU

Girit Konulu Dergiler
Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: MUHAREBEDEN DİPLOMASİYE: LOZAN KONFERANSI’NDA TÜRK DELEGASYON HEYETİNİN KARŞILAŞTIĞI ZORLUKLAR RESUL BABAOĞLU

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 28 Kas 2019, 18:08

belirterek şunları söylemiştir: “Heyetimizin Avrupa’da takip edeceği davaların esas yolları, şimdiye kadar cihanca bilinmektedir. Bu, milletimizin öte-den beri milli istekleri yolunda takip ve tespit ettiği yoldur ki, Milli Misak ile açıklanmıştır.”33 Aynı gün, meclis çatısı altında yapılan görüşmelerde milletvekilleri, Misak-ı Milli konusundaki hassasiyetlerini ifade ederek Lozan’a gidecek olan heyetten beklentilerini ortaya koymuşlardır.

4 Kasım’da Ankara’dan ayrılıp İstanbul’a doğru yola çıkan Türk heyetini taşıyan özel tren yol boyunca halkın yoğun ilgisiyle karşılaşmıştır. Özel tren, Karaköy’e geldikten sonra o tarihte askeri tedbir olarak aradaki köprü atılmış olduğu için oradan otomobillerle Bilecik’e geçilmiş, İsmet Paşa’yı Bilecik’te bir askeri kıta selamlamıştır34. Saat üç buçukta İstanbul’a giden tren, istasyonda biriken halkın duaları eşliğinde İsmet Paşa ve heyetini alarak hareket etmiştir35. İstanbul’da iki gün kalan İsmet Paşa, bir akşam yemeğinde verdiği beyanatta; barışın sağlanması konusundaki arzusunu belirterek bir an önce ne-ticeye varmak istediğini ve mukavelelere riayetli olduklarını ifade etmiştir36. İstanbul’da iki gün kalan heyet, 8 Kasım Perşembe günü Şark Ekspresiyle Sirkeci’den Lozan’a hareket etmiş, ancak ayın 12’sinde Lozan’a varan Türk heyeti kötü bir sürpriz ile karşılaşmıştır37. İngiltere ve İtalya’nın iç işleri ge-



33 TBMMZC, Devre I, C 24, s.324-336.

34 Şerafettin Turan, İsmet İnönü, Yaşamı, Dönemi ve Kişiliği, Kültür Bakanlığı yayınları, Ankara, 2000, s.43.

35 Karacan, Lozan, s.63.

36 İsmet İnönü, Hatıralar, Yay. Haz., Sabahattin Selek, Bilgi Yayınevi, Ankara, 2009, s. 319.

37 Müttefik Devletler, konferansın 13 Kasımda toplanacağını bildirmelerine rağmen henüz Lozan’da Türk heyeti dışında kimse bulunmuyordu. İnönü’nün ifadeleriyle: “Müttefikler-den hiç kimse, hiçbir heyet İsviçre’ye gelmemişti. Yalnız biz gitmiş bulunuyorduk. Bunun zahiri sebebi, İsviçre’de, İngiltere’de seçimlere gidilmiş olmasıdır. Bu durumdan çok sı-kıldım. Gazetecileri topladım. Evvela bu boşluktan, kimsenin bulunmamasından şikâyet ettim.” İnönü, Hatıralar, s.320. Ayrıca bk. Bilal Şimşir, Lozan Günlüğü, Lozan Barış Konferansı ve Barış Antlaşması Sürecinin Belgesel Kronolojisi, 1922-1923, Bilgi Ya-yınevi, İstanbul, 2012, s.96. Aynı gün, konferansın gecikmesinde duyduğu üzüntüyü müt-tefiklere bir notayla ileten İsmet Paşa, barışın sağlanması için konferansın bir an önce top-lanması gerektiğini ifade etmiştir. Ali Naci Karacan, Lozan Konferansı ve İsmet Paşa, Bilgi Yayınevi, Ankara, 1983, s.55-56.
Bu arada Lord Curzon, Bağlaşıklar arasında baş gösteren ayrılıkları gidermeye ve kon-feransta Türklere karşı tek bir cephe kurmaya çalışıyordu. Sonyel’e göre, “Curzon ve Mussolini, bağlaşık devletler dayanışmayı sürdürürlerse Türklerin bağlaşıkların koşulla-rını kabul edeceklerine inanıyorlardı.” Salahi R. Sonyel, “Lozan’da Türk Diplomasisi”, Belleten, Ocak 1974, C XXXVIII, S 149, s. 41-115.


Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, Bahar 2019, Sayı 99, 95-140
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: MUHAREBEDEN DİPLOMASİYE: LOZAN KONFERANSI’NDA TÜRK DELEGASYON HEYETİNİN KARŞILAŞTIĞI ZORLUKLAR RESUL BABAOĞLU

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 28 Kas 2019, 18:10

rekçe gösterilerek konferansın 20 Kasım’a ertelenmesi bir görüşe göre; İtilaf Devletleri’nin konferans öncesinde Türkiye’ye karşı izleyecekleri politikayı belirlemek için zaman kazanma amacına dönük bir hamleydi38. Görüldüğü gibi, İtilaf Devletleri konferansın erteleneceği konusunda Türk heyetine daha önceden resmi nitelikli hiçbir bilgi iletmeyerek başından itibaren konferans süresince Türk tarafına uygulayacakları muamelenin ilk işaretini vermişlerdir.

Konferansa; İngiltere, Fransa, İtalya, Yunanistan, Sırp-Hırvat-Sloven Krallığı, Japonya hükümetleri katılmıştır. Boğazlar ile ilgili çalışmalara, Karadeniz kıyı devletleri olarak, Sovyetler Birliği, Romanya ve Bulgaristan’ın da katılması esası kabul edilmiştir39. Amerika Birleşik Devletleri her ne kadar Türkiye ile savaşmamış olsa da, Lozan Konferansına gözlemci olarak katılmıştır40. Konferans görüşmelerinde bir tarafta Türkiye yer alırken, karşı tarafta 12 devlet bulunmaktaydı. Bu 12 devletin büyük çoğunluğu, ağız birliği ederek kendi çıkarları doğrultusundaki çözümleri Türkiye’ye kabul ettirmeye çalışmışlardır. Komisyonlar şeklinde yürütülen görüşmelerde İngiltere, sınırlar, uyrukluk ve boğazların görüşüleceği birinci komisyona başkanlık etmiş-tir. Başkanı İtalyan olan ikinci komisyon Türkiye’de yabancılara uygulanacak olan rejimi (kapitülasyonlar, yargı yetkisi, imtiyazlar), başkanı Fransız olan üçüncü komisyon da, ekonomik ve mali işleri ve Osmanlı borçlarını görüşmekle görevliydi41. Denilebilir ki, müttefiklerin her biri kendini en çok ilgilen-diren konuların görüşüldüğü komisyona başkanlık etmek istemiştir.

20 Kasım 1922 tarihinde Lozan’da Mont Benon Gazinosu’nda yapılan Lozan Konferansı’nın açılış toplantısında İsmet Paşa’nın programda yer al-



38 Hakan Uzun, “Türk Heyeti’nin Lozan’a Gidişi ve Lozan Konferans’ı Öncesinde Avru-pa’daki faaliyetleri (5 Kasım 1922-20 Kasım 1922)”, Ankara Üniversitesi Türk İnkılap Tarihi Enstitüsü Atatürk Yolu Dergisi, S 53, (Lozan Antlaşması Özel Sayısı), 2013, s.336.

39 Şevket Süreyya Aydemir, İkinci Adam C II, Remzi Kitabevi, İstanbul, 2010, s.226. Türkiye’nin girişimleriyle konferansa katılma hakkı kazanan Sovyet Rusya ile ilgili müt-tefik güçlerin ciddi kaygıları olmuştur. Konferans toplanması ve işleyişiyle ilgili Türk taleplerinden kabul edilen tek konu bu olmuştur.

40 Joseph C. Grew, “The Peace Conference of Lausanne, 1922-1923”, Proceedings of the American Philosophical Society, February 15 1954,Vol. 98, No.1, pp. 1-10. ABD, kon-feransa gözlemci olarak katılmış olsa da barışın sağlanması için her türlü yardımda bu-lunmak ve doğudaki Amerikan çıkarlarını gözetmek gibi bazı sorumluluklar çerçevesinde hareket etmekteydi.

41 Çağrı Erhan, “Lozan’ın Genel Çerçevesi”, 80. Yılında 2003 Penceresinden Lozan Sem-pozyumu, Ankara, 2003, s.11-16. Türk tarafının herhangi bir komisyona başkanlık etme isteği ise, konferansa davet eden ülkelerden biri olmadığı gerekçesiyle reddedilmiştir.


Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, Bahar 2019, Sayı 99, 95-140
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: MUHAREBEDEN DİPLOMASİYE: LOZAN KONFERANSI’NDA TÜRK DELEGASYON HEYETİNİN KARŞILAŞTIĞI ZORLUKLAR RESUL BABAOĞLU

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 28 Kas 2019, 18:13

mamasına karşın, kürsüye gelerek yapmış olduğu konuşma, bir bakıma Türk heyetine uygulanmak istenen baskıcı muameleye bir itiraz olarak da değerlendirilebilir. Bu müdahalesiyle İsmet Paşa, Türkiye’nin öteki devletlerle eşit olduğunu vurgulamak istemiştir. Konferansta; “Eşitlik şartlarına titiz bir şekilde dikkat ettik (…) eşitliğin şartlarını dikkatle takip ediyoruz” sözleriyle Türk tarafının hassasiyetlerini ortaya koymuştur42. Lozan’da Amerika Birleşik Devletleri delegesi olarak bulunan aynı zamanda Türkiye’nin ilk büyükelçisi olacak olan Joseph Grew’a göre İsmet Paşa’nın bu konuşması son derece talihsiz bir konuşmaydı. Zira açılış oturumu tümüyle törensel bir nitelik taşıdığı için eğer konuşma yapması gerekiyorsa başkana göstermiş olduğu hüsn-ü kabul ve İsviçre’nin misafirperverliği için teşekkür etmekle yetinebilirdi43.

İsmet Paşa kendisini Lozan’da son derece güç durumda bulmuştur. O, muzaffer bir devleti temsil etmesine rağmen müttefik devletler, yenilmiş bir devlet gibi muamele etmek istemişlerdir44. Bununla birlikte, İsmet Paşa’nın başa çıkmak zorunda olduğu bir diğer husus da imaj meselesiydi. Her şeyden önce, Osmanlı Devleti’ni eski gücüne kavuşturmak isteyen monarşist bir hareketin temsilcisi olmadığını müttefiklere kabul ettirmesi gerekiyordu. İsmet Paşa’nın bu konuda özel bir çaba içerisinde olduğu 16 Kasım’da bası-na verdiği demeçten anlaşılmaktadır. Yeni Türkiye Devleti’nin militarist bir karakterde olmadığının altını çizen İsmet Paşa, ayrıca askeri galibiyetlerle böbürlenme niyetinde olmadıklarını ve antlaşmadan sonra hızla demokratik-




42 Şimşir, Lozan Günlüğü, s.147. konuşmanın tam metni için bk. Karacan, Lozan, s. 89-91. Mont Benon Gazinosu’nda yapılan açılış oturumuna gelen İsmet Paşa, Türk delegasyonu başkanı olarak kendisine öteki heyet başkanlarına oranla daha küçük bir koltuğun ayrıldığını görünce bunun nedenini sormuştu. Buna, aynı boyutta başka bir koltuk bulunmadığı gibi çocuksu bir yanıt alınca da, “Bulunduğu zaman salona girerim.” diye tepki göstermişti. Onun bu çıkışı etkili olmuş, çok geçmeden aynı boyutta bir koltuk bulunup yerine konulmuştu. Aktaran, Turan, a.g.e., s. 45. Bu ayrıntı, İsmet Paşa’nın konferans süresince eşitlik noktasında izleyeceği siyaset için açık bir ipucudur.

43 Joseph C. Grew, Lozan Günlüğü, Çev. Mustafa Kadri Orağlı, Multilingual Yay. İstanbul, 2001, s. 26. Ali Fuat Cebesoy’un aktardığına göre, Türk baş murahhası İsmet Paşa’nın konferansın açılış töreninde nutuk söylemek için ısrar etmesi ve nihayet Lord Curzon’dan sonra, kürsüye çıkarak oldukça sert bir lisan ile kaleme alınan hitabesini irad eylemesi, murahhaslar üzerinde iyi bir tesir bırakmamıştı. Cebesoy, a.g.e., s.238. Oysa, İsmet Paşa’nın diğer ülkelerin temsilcilerinin tepkisini çekme pahasına böyle bir işe girişmesi, yok sayılmak istenen Türk heyetinin bu tür oyunlara gelmeyeceği mesajını genel kurulda ifade etme amacını taşımaktaydı.

44 H. Roderic Davison, “Mondros’tan Lozan’a Kadar Türk Siyaseti’’, Çev. Mine Erol, DTCF Tarih Araştırmaları Dergisi, 1981-1982, C XXIV, S 25, s.104.


Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, Bahar 2019, Sayı 99, 95-140
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: MUHAREBEDEN DİPLOMASİYE: LOZAN KONFERANSI’NDA TÜRK DELEGASYON HEYETİNİN KARŞILAŞTIĞI ZORLUKLAR RESUL BABAOĞLU

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 28 Kas 2019, 18:14

leşeceklerini paylaşmıştır45. İsmet Paşa, konferans öncesinde basın yoluyla bir anlamda Avrupa kamuoyuna mesajlar vermiştir. Anadolu’daki Rumların kıyı-ma uğratıldıklarına ilişkin Avrupa’da yoğun olarak servis edilen spekülasyonlar konusuna da değinen İsmet Paşa bu iddiaları kesin bir dille yalanlamıştır46.

Türk delegasyonu kelimenin tam anlamıyla çok cepheli bir diplomasi savaşının tam ortasındaydı. Heyet, bir tarafta diplomatik zaferler ve milli gururun beslenmesi beklentisi içinde bulunan Ankara’daki Milli Meclis, öte tarafta ezici yöntemlerle üzerlerine gelen buradaki hasımları arasında kalmıştır47. Öte yandan, Konferansı düzenleyen ülkeler olarak İngiltere, Fransa ve İtalya’nın görüşmelerin yapılacağı komisyonlara başkanlık etmeleri de Türk heyeti için olumsuz bir durum teşkil etmiştir. Ayrıca, konferans için tayin edilen Fransız kâtip Massigli de, müttefikler adına bir başarı hanesiydi.

Türk heyetinin ikinci delegesi olan Rıza Nur’un hatıralarında yer alan şu sözler Türk heyetinin Lozan’daki durumunu açıkça ortaya koymuştur: “Bizde ne hazırlık var, ne dosya var, hiçbir şey yok. Lord Curzon gibi birtakım resmi diplomatlar burada. Hem bunların mükemmel dosyaları vardır. Ne yapacağız? Heyet-i Vekile bize giderken bir içtimada avuç içi kadar bir kâğıda sığan bir talimat verdi.”48 Ayrıca, görüşmeler esnasında Türk heyetinin öne süreceği çeşitli bölgelerle ilgili nüfus istatistikleri, bilimsel bilgiler ve vesikaların da, Lozan’da eksikliği hissedilmiştir49.



45 “Ismet Pasha Declares Turkey Will Be Democratic”, The Globe, November 16, 1922.

46 “Ismet Says Turks Want National Rights”, New York Times, November 14, 1922.

47 Grew, Lozan Günlüğü, s. 31.

48 Rıza Nur, Lozan Hatıraları, Boğaziçi Yayınları, İstanbul, 2008, s.37.

49 Rıza Nur, Hayat ve Hatıratım II, (Yay. Haz.), Abdurrahman Dilipak, İşaret Yayınları, İstanbul, 1992, s.183. Rıza Nur’a göre; iktisadi ve mali işlerde Türk delegasyonunda ye-tişmiş bir teknokratın olmayışı da görüşmeler esnasında güç bir durum doğurmuştur. Bu iktisadi güçlükler arasında Yunanistan’dan tazminat ve tamirat istememiz gibi konularda aleyhimize sonuçların doğmasına da yol açmıştır. Buna ek olarak, Osmanlı’dan kalan borçların taksimi konusunda borçların ana sermayesinin taksimini öngören Türk tezine tıpkı müttefiklerin iddia ettiği gibi, Türk delegasyonuna maliye uzmanı olarak katılan Ca-vit Bey’in itiraz etmesinden, İsmet İnönü hatıralarında ifade ettiği gibi büyük bir üzüntü duymuştur. İnönü, Hatıralar, s.409. Türk delegasyonu bir ara, bu konuda, Cavit Bey’in öne sürdüğü gibi davranıp gereksiz yere ısrar etmemek için müttefiklerin teklifini tar-tışmasız kabul etmeyi bile düşünmüştür. Ancak O sırada Anadolu Şimendiferi meselesi için Lozan’a gelmiş olan Günter adında bir uzmanın da İsmet Paşa ile aynı fikirde olma-sıyla Türk heyeti bu konudaki ısrarlı tutumunu sürdürerek istediği sonucu almıştır. Rıza Nur- Joseph C. Grew, Lozan Barış Konferansı’nın Perde Arkası, 1922-1923, (Haz.) Ö. Andaç Uğurlu, Örgün Yayınevi, İstanbul, 2007, s.198. Bu olaydan sonra Cavit Bey’in


Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, Bahar 2019, Sayı 99, 95-140
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: MUHAREBEDEN DİPLOMASİYE: LOZAN KONFERANSI’NDA TÜRK DELEGASYON HEYETİNİN KARŞILAŞTIĞI ZORLUKLAR RESUL BABAOĞLU

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 28 Kas 2019, 18:16

Uzun yılların siyaset tecrübesiyle Lozan’da bulunan Lord Curzon kar-şısında Türk ulusunun isteklerini kabul ettirmek için çaba sarf eden İsmet Paşa’nın güçlüğünü yaşadığı bir diğer mesele de, Ankara ile haberleşme zorunluluğuydu. Lozan’daki gelişmeleri an be an Ankara’ya bildirilmesi için Ankara ve Lozan arasında 1500’ü aşkın telgraf gönderimi gerçekleşmiştir.50 Lozan ile Ankara arasındaki telgraf haberleşmesi de kolay olmamıştır. Sık sık gecikmeler, aksamalar görülmüştür. Kimi telgraflar eksik, bozuk, yanlış çıkmıştır. “Filan telgrafımız alındı mı, açıldı mı, anlaşıldı mı?” gibisinden yazışmalar da olmuştur51. Türk heyetinin Ankara ile gerçekleştirdiği telgraflaşmaların İngiliz istihbaratı tarafından deşifre edilmesi de görüşmeler de Türkiye’nin elini zayıflatan bir durum olmuştur. Lozan ile Ankara arasındaki Türk heye-tinin hamleleri hesap edilerek konferansın gidişatına yön verilmiştir. Bazen, son derece kritik oturumların öncesinde İngiliz heyetinin eline geçen bu bilgiler, Türkiye’nin tüm stratejisinin İngilizlerce önceden bilinmesi sonucunu doğurmuştur52. Müttefiklerin, bu istihbarat yeteneğinden elde ettikleri en önemli bilgi şüphesiz, Türk heyetinin barışın sağlanması konusunda müthiş bir baskı altında oldukları gerçeğiydi. Bir değerlendirmeye göre, Türk delegasyonunun eninde sonunda katı tavırları bir kenara bırakıp öyle ya da böyle sunulan şartlara razı olacakları hususu bütün açıklığıyla ortaya çıkmıştır53.

İsmet İnönü, Lozan Görüşmeleri devam ederken, büyük ölçüde askerlik mesleğinin kişiliğine yansımalarından kaynaklanan nedenlerle, zaman zaman diplomasi geleneklerinin dışına çıkmıştır. Konferansın ilk günlerinde dış basında da işlenen bu konu hakkında yapılan bir değerlendirmeye göre emredici bir tarzı olan İsmet Paşa’nın diplomaside tecrübesiz biri olduğuna yer veril-





Lozan’da bulunmasını yararsız bulan Heyet-i Vükelâ Reisi Rauf Bey, İsmet Paşa’ya gön-derdiği gizli bir telgrafta Cavit Bey’in bu görevine son verilmesini istemiştir. Bilal N. Şimşir, Lozan Telgrafları I. (1922-1923), TTK Yayınları, Ankara, 1990, s.353. Borçlar konusunun görüşmeleri tıkadığı ile ilgili bk. “Ismet Ruptured: Serious Situation At Lau-sanne No Rupture Yet”, The Irish Times, June, 12, 1923.

50 Lozan’daki Türk heyeti, uluslararası bir barış konferansı için 25-30 satırlık bir talimat yeterli olmayacağından, Ankara’yla ve bizzat Mustafa Kemal ile çok yoğun telgraf ilişkisi sürdür-müştür. Erhan, “Lozan Barış Konferansı”, s.322. Krş. Şimşir, Lozan Telgrafları, I-II.

51 Şimşir, Lozan Telgrafları I. (1922-1923), s. XVII.

52 Taha Akyol, Ama Hangi Atatürk, Doğan Kitap, İstanbul, 2008, s.358.

53 Keith Jeffery-Alan Sharp, “Lord Curzon and the Use of Secret Intelligence at the Lausan-ne Conference: 1922-1923”, Turkish Yearbook of International Relations, 1993, C 23, s.79-87.


Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, Bahar 2019, Sayı 99, 95-140
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: MUHAREBEDEN DİPLOMASİYE: LOZAN KONFERANSI’NDA TÜRK DELEGASYON HEYETİNİN KARŞILAŞTIĞI ZORLUKLAR RESUL BABAOĞLU

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 28 Kas 2019, 18:18

miştir54. İsmet Paşa’nın halinden memnun bir görüntü çizdiğine değinen başka bir değerlendirmede ise kendisinden orta karar bir diplomat olarak söz edilmiştir55. Hatıralarında bu durumu şu sözlerle ifade etmiştir: “Kapitülasyonlar meselesinde benim uğradığım güçlük, biraz da askerlikten gelip amatör olarak diplomatlık yapmamdan doğmuştur. Benim bu vaziyetimden istifade etmek isteyen diplomatlar, her tekliflerini, her iddialarını diplomasinin usulüne ve kaidesine göre ileri sürüyorlardı. Ben bu iddialara karşı amatör diplomat olarak ve asker tabiatıyla fikrimi kısa ve kuru ifadelerle söylemek hastalığı içinde bulunuyor, böyle karşılanıyordum.”56 Açık yüreklilikle ifade edilen bu olumsuz durum, bazı zamanlarda Türk heyetinin lehine sonuçlar doğurmuştur57.

Oturumların birinde İtalyan delegesi Montagna, bir konuda anlaşamadıklarında İnönü’nün yanına gelip “Sizi protesto ediyorum!’’ diye bir çıkışta bulunmuştu. Ama buna beklemediği bir yanıt almış, konuşma şöyle sürmüştü:




54 “Nationalist Turkey: A Change To Be Reckoned With”, The Observer, December 31, 1922. Türk heyetinde yer alan delegeler ile ilgili biyografik bilgilerin yer aldığı gaze-telerde de İsmet Paşa’nın Alman askeri eğitimi aldığının altı çizilmiştir. “Ismet Pasha’s Career”, The Times of India, December 13, 1922.

55 Crawfurd Price, “New Turks for Old”, The Christian Science Monitor, February, 23, 1923.

56 İnönü, Hatıralar, s.357. İsmet İnönü, açık yüreklilikle hatıralarında yer verdiği bu durum, özellikle ikinci dönem Lozan görüşmelerinde değişiklik göstermiştir. Amerikan delegesi Joseph C. Grew’un belirttiği gibi İsmet Paşa, her ne kadar kurnaz bir diplomat gibi kar-şısındakinin kafasının içini okuyarak hamle yapma yeteneğinden uzak olsa da, bir diplo-matın uzun yılların tecrübesiyle elde edebileceği samimiyet ve kararlılık gibi hususlarda rakiplerine ders verebilme kapasitesine sahiptir. Joseph C. Grew, “The Peace Conference of Lausanne”, s.5. Mustafa Kemal, Nutuk adlı eserinde Lozan’daki görüşmelerin kolay olmadığını şu ifadelerle vurgulamıştır: “Lozan Barış Antlaşmasında söz konusu edilen meseleler, üç dört senelik yeni devreye ait ve yalnız onunla sınırlı kalmıyordu. Yüzyılların hesapları görülüyordu. Bu kadar eski, bu kadar karışık, bu kadar kirli hesapların içinden çıkmak, elbette o kadar basit ve kolay olmayacaktı.” Mustafa Kemal Atatürk, Nutuk, C II, Milli Eğitim Basımevi, İstanbul, 1975. s.310.

57 Kapitülasyonlar konusu görüşülürken, Promajo adındaki Fransız hukukçu ile İsmet Paşa arasında geçen diyalog bu duruma örnek olarak gösterilebilir; İsmet Paşa, ısrarla antlaş-manın kapitülasyonlar ile ilgili maddesine “Kapitülasyonlar kaldırılmıştır, lağvedilmiş-tir!” diye bir cümlenin eklenmesini istemesi üzerine, Fransız hukukçu: “Hukuk diline göre bu olmaz, kapitülasyonların kaldırılması için: zemine girmek üzere…” şeklinde ya-zılması gerektiğini söylemiş, neticede de, İsmet Paşa’nın istediği şekilde, Anadolu’nun yüzyıllarca batının tahakkümü altındaki iktisadi bağımsızlığı yüreklere su serpercesine sağlanmış oluyordu. İsmet İnönü, “İstiklal Savaşı ve Lozan”, Belleten, Ocak 1974, C XXXVIII, S 149. s.1-30. Ayrıca bk. İsmet İnönü, İstiklal Savaşı ve Lozan, Atatürk Araş-tırma Merkezi, Ankara, 1999.


Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, Bahar 2019, Sayı 99, 95-140
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: MUHAREBEDEN DİPLOMASİYE: LOZAN KONFERANSI’NDA TÜRK DELEGASYON HEYETİNİN KARŞILAŞTIĞI ZORLUKLAR RESUL BABAOĞLU

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 28 Kas 2019, 18:20

- M. Montagna bak ben protesto bilmem!

- Ne bilirsin?

- Böyle protesto ettin mi, bir saat sonra muharebeye tutuşabiliriz.

- Şimdi muharebe lafını nereden çıkardın?

- Ben bütün ömrümde emir aldım ve emir verdim. Bunun dışında protestoydu, cilveydi, böyle şeyleri bilmiyorum58.

Uzun yıllar süren askerlik hayatından sonra sivil hayata alışmak da İsmet Paşa için kolay olamamıştır. Horace Rumbold’un Türkleri diplomatik sahadaki yeterliliklerini kastederek siyasi anlayıştan yoksun bir millet olarak tasvir etmesi de bu bağlamda değerlendirilmelidir59. Sivil hayattaki alışkanlıklar, davranış örüntüleri, ilişkiler gibi konularda yaşadığı bocalama durumunu İnönü şöyle aktarmıştır:

“Muharebeden sonra, Hariciye Vekili ve baş murahhas olarak Lozan’a giderken ben, diplomasiye ve sivil hayata girmiş oluyordum. Çizmeyi ayağım-dan çıkarıp ilk defa sivil iskarpin giyiyorum. Diplomatlar arasındaki merasimi o kadar bilmiyorum ki, ilk günü Lozan’da öğle yemeğine ineceğimiz vakit, ilk sorduğum sual, ne elbise giyeceğiz, idi. Bizim Paris mümessilimiz Ferit Bey, zannederim o esnada yanımdaydı, çok zeki ve çok değerli bir kimse olan Ferit Bey bana bu hususta fikir verdi. Şimdi karikatürize ederek, mübalağa ederek anlatmak istediğim, sivil hayat ve diplomasinin merasimli hayatı hakkında hiçbir fikrim, hiçbir tecrübem olmadığıdır. Fakat Lozan’da Avrupalı kılığında yaşamaya alıştık. Ankara’ya geldiğim zaman kalpak da giymiyordum. Fakat Lozan’da şapka giyiyordum.”60

Lozan’da ikinci Türk delegesi olan Rıza Nur da, bir süre sonra Türk heyetinde bulunan müşavir ve kâtiplerin de şapka takarak Avrupai bir görünüme kavuştuklarını aktarmaktadır61.

Böyle bir hava içinde devam eden Lozan Görüşmelerinde Türk delegasyonu, bilgi kaynaklarının sınırlı, dil bilgilerinin yetersiz olmasının yanında Avrupa diplomasisinin deneyiminden yoksun olmaları nedeniyle de büyük





58 Aktaran: Turan, a.g.e., s.48.

59 Andrew Mango, Atatürk, John Murray, London, 1999, s.368.

60 İnönü, Hatıralar, s.381.

61 Rıza Nur, Lozan Hatıraları, s.93.



Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, Bahar 2019, Sayı 99, 95-140
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: MUHAREBEDEN DİPLOMASİYE: LOZAN KONFERANSI’NDA TÜRK DELEGASYON HEYETİNİN KARŞILAŞTIĞI ZORLUKLAR RESUL BABAOĞLU

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 28 Kas 2019, 18:23

zorluklar yaşamıştır62. Lozan müzakerelerinde Türk delegelerin ortaya koy-muş oldukları diplomatik görüş esasen batı basınında eleştirilen bir husustu. Doğu usulü diplomasi olarak addedilen tarzın müzakereleri sürüklediği kaba pazarlık görüntüsü şark pazarı şeklinde benzetmeler yapılmasına neden olmuştur. Bir yoruma göre, şarklı duyuş, düşünüş ve algılama özeliklerine sahip olan Türk delegasyonu bütün kartların açık oynandığı Batılı diplomasi metodundan uzak, anlaşılmaz düzeyde şüpheci ve Makyavelist olarak tanımlanmıştır63. Bütün bunlar yetmiyormuş gibi, Türk delegasyonu, Lozan’da, Yunan ve Ermeni propaganda ve entrikalarına göğüs germek zorunda kalmıştır. İs-viçre basınının bir kısmı, özellikle Journal de Geneve adlı gazete, Türk aleyhtarı yazılar yayınlamıştır. Bu propaganda ve entrikaları etkisiz kılmak için Türkler, pek de faal olmayan Türk Konsolosluğuna ve sayıları az olan Türk öğrencilerine güvenmişlerdir64. Barış görüşmelerinin başladığı 21 Kasım’dan itibaren Türk delegasyonu, ifade edilen konulardaki yetersizlikleri çok ağır bir şekilde hissetmiştir. Bu sıkıntıların aşılması, daha çok kişisel çabalar ve yoğun mesailerle mümkün olabilmiştir.

Lozan Müzakerelerinde Türk Heyetinin İzlediği Siyaset

Lozan Barış Görüşmeleri resmi olarak, 20 Kasım 1922’de başlayıp 4 Şubat 1923 tarihinde meydana gelen bir kesintiden sonra 23 Nisan 1923’te yeniden başlamış ve nihayet 24 Temmuz 1923 tarihinde antlaşma senetlerinin imzalanmasıyla son bulmuştur. Görüşmelerin yapıldığı komisyonlarda başta İngiltere olmak üzere, İtalya, Fransa ve Yunanistan ile şiddetli tartışmalar yaşanmıştır. Misak-ı Milli şartlarını ve hükümet talimatnamesini temel hareket noktası olarak kabul eden Türk heyeti inatçı tutumuyla, zaman zaman muhataplarının isyan etmelerine yol açmıştır.

Daha önce değinildiği gibi, Lozan Konferansı, işleyiş olarak komisyonlarla idare edildiğinden, her bir komisyonda farklı konular görüşülmekteydi. Ayrıca, her komisyon, alt komisyon, bilirkişi ve teknisyenlerden oluşan komiteler oluşturabiliyordu. Fakat meseleler öyle karışık ve o derece zıt çıkarlarla doluydu ki, yalnızca delegelerin fikirlerini söylemeleriyle bir sonuca bağla-nacak ve halledilecek gibi değildi. Bu duruma tanıklık etmiş olan Karacan



62 Ali Fuat Cebesoy, Siyasi Hatıralar Büyük Zaferden Lozan’a, Lozan’dan Cumhuriyet’e, C I-II, Temel Yayınları, İstanbul, 2011, s.184-185.

63 “Turkish Treaty: Eastern and Western Diplomacy”, The Irish Times, March 9, 1923.

64 Naşit Erez, “Lozan Konferansı ve İsviçre Halkoyu”, Belgelerle Türk Tarihi Dergisi, S 34, (Temmuz 1970), s.33.


Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, Bahar 2019, Sayı 99, 95-140
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: MUHAREBEDEN DİPLOMASİYE: LOZAN KONFERANSI’NDA TÜRK DELEGASYON HEYETİNİN KARŞILAŞTIĞI ZORLUKLAR RESUL BABAOĞLU

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 28 Kas 2019, 18:29

gözlemlerini şöyle aktarmıştır: “Bütün müttefikler irili ufaklı birer birer söylüyor, onların hepsine cevap vererek ve itiraz ederek İsmet Paşa söylüyor, daha sonra tekrar onlar söylüyorlar, sonunda yine İsmet Paşa cevap veriyordu.”65 Konferanstaki görüşmelerin tıkanmaya yakın bir noktaya geldiği günlerde İs-met Paşa, İcra Vekilleri Heyeti Riyasetine gönderdiği telgrafta komisyonların ve tali komisyonların hiçbir konuda ilerleyemediğinden şikâyet etmiştir66.

Türklerin zayıf olduklarına inandığı konulara ele alınacak ilk sorunlar arasında yer verilmesi için elinden geldiğince çaba harcayan Lord Curzon, ilk olarak Türkiye’nin Avrupa’daki sınırları sorununu, başkanı bulunduğu Arazi Komisyonuna getirmiştir67. Bu arada Lord Curzon’un girişimleriyle müttefikler arasındaki ittifak da konferansın başlamasına günler kala sağlandığından, komisyonlardaki görüşmelerde Türk heyetine karşı fiili bir müttefik cephe oluşmuştu68. Konferans süresince Lord Curzon’un başkanlık ettiği Sınır ve Arazi komisyonu 26 defa toplanırken, Fransız Barrere’nin ikinci komisyonu altı ve İtalyan Garroni’nin üçüncü komisyonu da toplamda beş kez toplanmıştır. Konferansta takip edilecek olan zaman çizelgesi ve görüşme programlarını ayarlama yetkisi Lord Curzon’da olduğu için, Türk heyetinin elinin güçlü olduğu ya da Sovyetler’in desteğini alacakları konulardaki görüşmeler ileri tarihlere ertelenmiştir69.

22 Kasım günü başlayan Batı Trakya sınırı ile ilgili görüşmelerde, sınırın yeniden çizilmesi için bölgede plebisit yapılmasını isteyen İsmet Paşa’ya karşı Yunan delegesi Venizelos, öne sürdüğü nüfus istatistikleriyle mevcut yapının korunması gerektiğini savunuyordu70. Üstelik Yunan delegesi Venizelos’a, oturumda hazır bulunan Bulgar, Fransız, İngiliz ve hatta İtalyan delegeler de destek vermekteydiler. Daha yalın bir ifadeyle Venizelos, Yunanistan’ın 1920’de Trakya’da elde etmiş olduğu kazanımları korumanın yolunu aramış-



65 Karacan, Lozan, s.109.

66 Genelkurmay Askeri Tarih ve Stratejik Etüt Daire Başkanlığı Arşivi (ATASE), Arşiv (A)4/4478, Dosya (D).40, Fihrist (F).1-17.

67 Sonyel, “Lozan’da Türk Diplomasisi”, s.57.

68 Şimşir, Lozan Günlüğü, s.125. Konferansın ilerleyen günlerinde bizzat Lord Curzon, Lozan Konferansı’nın bir sonuca ulaşabilmesi için Avrupalı büyük devletlerin birleşik bir cephe halinde hareket etmeleri gerektiğini bir mesajında açıkça vurgulamıştır. “Nationa-list Turkey: A Change To Be Reckoned With”, The Observer, December 31, 1922.

69 Harold Nicolson, Curzon: The Last Phase 1919-1925, A Study in Post-War Diplo-macy, Boston and New York, 1934, s.292-293.

70 Lozan Barış Konferansı Tutanaklar Belgeler, Takım 1, C 1, Kitap 1, (Çev.) Seha L. Meray, Ankara Üniversitesi SBF Yayınları, No. 291, Ankara, 1969, s.57.


Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, Bahar 2019, Sayı 99, 95-140
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: MUHAREBEDEN DİPLOMASİYE: LOZAN KONFERANSI’NDA TÜRK DELEGASYON HEYETİNİN KARŞILAŞTIĞI ZORLUKLAR RESUL BABAOĞLU

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 28 Kas 2019, 18:31

tır71. Gerek Bulgaristan ile girilen sınır münakaşalarında gerekse de nüfus mübadelesi ve Trakya sınırının belirlenmesi konularında titizlikle hazırlanmış olan nüfus istatistikleri Venizelos’un en önemli dayanağını oluşturmuştur. Bir anlamda, Venizelos’un konferans sırasındaki bu çabalarında kullanmış oldu-ğu en önemli silah nüfus istatistikleri olmuştur72. Öte yandan, İsmet Paşa’nın Trakya sınırının belirlenmesi için öne sürdüğü plebisit teklifini reddeden Venizelos, Rumların topraklarından zorla göç ettirildiğini ileri sürmüştür73.

Bu görüşmenin yapıldığı oturumda gülümsemelere neden olan bir olay yaşanmıştır. İsmet Paşa’nın 1914 yılına ait resmi Türk rakamları olduğunu söylediği Batı Trakya’nın nüfus yapısına dair istatistiksel bilgiler verdiği sı-rada Lord Curzon söz isteyip son derece resmi bir tonla, 1914 yılında Batı Trakya’da hiçbir Türk devlet yetkilisinin bulunmayışından ötürü Türklerin o tarihte bu bilgileri nasıl toplamış olduğunu sormak istediğini bildirmiştir. Grew ‘un ifadeleriyle; Curzon’un bu tepkisi üzerine Türk delegasyonu donup kaldı. Kâğıtlar karıştırıldı, kaşlar çatıldı ve İsmet Paşa’ya tercümeler fısıldandı. İsmet Paşa, teknik uzmanlarıyla istişare ettikten ve bir müddet geçtikten sonra, sunulan değerlerin 1913 yılında derlendiğini ama bir sonraki yıl neşredildiğini söyledi. Bu açıklama bıyık altından gülümsemelerle karşılandı74. İsmet Paşa, komisyondaki görüşmelerde, Batı Trakya’nın Türkiye’ye geri verilmesi gerektiği gibi bir istekte bulunmadığını, bölgede yaşayan insanların kendi mukadderatlarını belirleme haklarının olduğunu belirttikten sonra, Doğu Trakya sınırının 1913 tarihli İstanbul Antlaşması’nda belirlenen sınırlar olmasını savunmuştur75. Açıktır ki muhatabını tatmin ve ikna etmekten uzak olan bu savunma Türk delegasyonunun hedefine ulaşmasına da yetmemiştir. Zira Zafer Toprak’a göre de Türk heyetinin görüşülen konularla ilgili en çok mustarip olduğu konu argümanların temellendirileceği sayısal verilerden yoksun olmalarıydı76.



71 Michael Llewellyn Smith, “Venizelos’ Diplomacy, 1910-1923: From Balkan Alliance to Greek-Turkish Settlement”, Paschalis M. Kitromilides (Edt.), Elefterios Venizelos, The Trials of Statesmanship, Edinburgh University Press, Edinburgh, 2006, s.169.

72 Herbert Adams Gibbons, Venizelos, Houghton Mifflin Company, Boston and New York, 1920, s.337.

73 Çağla D. Tağmat, “Lozan Barış Konferansı’na Yunanistan Tarafından Bakış: Venizelos’un Dünyasında Lozan”, Çağdaş Türkiye Tarihi Araştırmaları Dergisi, XIV/29, (Güz 2014), s.150.

74 Grew, Lozan Günlüğü, s.33.

75 Lozan Barış Konferansı Tutanaklar Belgeler, Takım 1, C 1, Kitap 1, s.58.

76 Zafer Toprak, “Sayısallaşma ya da Cumhuriyet’in Rasyonelleşmesi”, Uluslararası Ata-



Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, Bahar 2019, Sayı 99, 95-140
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Cevapla

Kimler çevrimiçi

Bu forumu görüntüleyen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 4 misafir