ULUS İNŞASINDA ZORUNLU GÖÇ UNSURU: TEK PARTİ DÖNEMİ (1923-1945) İSKAN KANUNLARI Hayriye YÜKSEL

Girit ile ilgili Tezler
Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: ULUS İNŞASINDA ZORUNLU GÖÇ UNSURU: TEK PARTİ DÖNEMİ (1923-19445) İSKAN KANUNLARI Hayriye YÜKSEL

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 08 Ara 2019, 20:53


Konar-göçer halkın iskanına hükümet tarafından ağırlık verilmesinin sebepleri: Konar-göçer ahalinin merkeziyetçi devlet ile bağdaşmayan hayat tarzları yüzünden yerli halka büyük zarar vermesinin engellenmek istenmesi, harap ve boş kalan yerleri imar ederek, yeniden ziraata açmak, büyük zarar meydana getiren göçebe gruplara karşı yerli ahaliyi, ekili topraklarını ve hayvanlarını muhafaza etmektir.46


Aşiretlerin iskanında geliştirilen yöntem; sancak beyi ya da valinin başkanlığında bir iskan komisyonu oluşturulması ile yerleştirilen aşiretler ve nasıl yerleştirildikleri konusunda düzenlenen defterlerin İstanbul’a gönderilmesidir. Buna göre; iskan faaliyetlerinin yoğunlaştığı belirli yerler; Kütahya-Aydın, Konya-Karaman, Silifke-Antalya, Ankara-Nevşehir, Sivas- Erzurum, Çukurova, Diyarbakır, Malatya, Rakka,Halep,Hama-Humus yöreleri ve Kıbrıs’tır.47


İskan sonrası konar göçer aşiretlerin yerleşik yaşama uymalarında sorunlar yaşanmış,yerleştikleri alanların bataklık olması sebebiyle yakalanılan sıtmadan büyük kayıplar verilmiştir. Yerleşilen yerlerde toprağın verimli olmaması ya da toprağı işlemede yeterli bilgiye sahip olunamaması yerleşilen yerleri terk etme eğilimini başlatmış, devlet yolları tutarak zorunlu iskanı gerçekleştirmiştir. 48


Köy ve kasabaları terk ederek İstanbul, Edirne, Bursa çevresine yığılan Müslüman ve Müslüman olmayan nüfusun eski yerlerine gönderilmesi döneme ilişkin bir başka iskan problemi olmuştur.49 Ancak, sayılan iskanların gelişi güzel gerçekleştirildiğini söylemek de güçtür. Nitekim yerleşik ahalinin yerlerini terk ederek başka yerlere gitmeleri kanunnameler ile belirlenmiş,




46 Cengiz Orhonlu, Osmanlı İmparatorluğunda Aşiretlerin İskanı, İstanbul, Eren

Yayıncılık, 1987, ss.39-48.
47 Orhonlu, a.g.e., s.53.
48 Orhonlu, a.g.e., s.53.
49 Orhonlu, a.g.e., ss.53-54.
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: ULUS İNŞASINDA ZORUNLU GÖÇ UNSURU: TEK PARTİ DÖNEMİ (1923-19445) İSKAN KANUNLARI Hayriye YÜKSEL

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 08 Ara 2019, 20:56

aksi şekilde hareket edenler takip edilerek eski yerlerine iade edilmişlerdir. Yerlerini terk edip başka yerlere giden kimseler ise gittikleri yerlerde 10 yıldan fazla kalmışlardır.50


19. yüzyılda devletin genelinde ortaya çıkan değişim ile birlikte iskan hareketlerinde de farklılıklar meydana gelmiştir. Bu dönemde aşiret reislerine bulundukları eyalet valisi tarafından birer mühür verilmiş, böylece aşiret mensubu hiçbir şahsın izinsiz olarak başka bir yere gitmemesi sağlanmıştır. Ayrıca, 1842’de alınan bir kararla, aşiretlerin bulundukları kaza ve sancak topraklarından dışarı yaylak ve kışlağa gitmeleri de önlenmiştir. Böylelikle ordunun kuvvet kaynağı olarak her an başvurabileceği aşiretler kontrol altına alınmıştır.51


Döneme ilişkin iskan siyaseti sadece aşiretler ile sınırlı kalmamış bazı bölgelerde derebeyi şeklinde bulunup, devlet emirlerini dinlemeyen grupların ıslahı ve iskanları yapılarak, bulundukları bölgelerden uzak bölgelere nakledilmeleri sağlanmıştır.52


Anadolu’da aşiretlerin iskanı ile meşgul olan devlet, uluslaşma süreciyle, imparatorluk içerisinden çıkan yeni ulus devletlerin Türk-Müslüman kitleler üzerinde baskılar uygulayarak kitlesel göç hareketlerini başlatması sorunu ile karşı karşıya gelmiştir.


İmparatorluk topraklarına gerçekleşen göçe ilişkin rakamlar: 1859- 1878 yılları arasında Kafkasya’dan 2.000.000, Büyük Balkan göçlerinde 1.500.000 kişi şeklindedir. Osmanlı topraklarına göç etmiş, bu kişilerden yaklaşık 800.000’i göçler esnasında yaşamını yitirmiştir.53 Muhaceret
meselesi karşısında 1860 yılında muhacirlerin iskanı ve onların çeşitli meseleleriyle meşgul olmak üzere “İskan-ı Muhacirin Komisyonu”


50 Halaçoğlu, a.g.e., s.5.
51 Halaçoğlu, a.g.e., s.8.
52 Halaçoğlu, a.g.e., s.8.
53 Tekeli, a.g.m., ss.54-56.
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: ULUS İNŞASINDA ZORUNLU GÖÇ UNSURU: TEK PARTİ DÖNEMİ (1923-19445) İSKAN KANUNLARI Hayriye YÜKSEL

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 08 Ara 2019, 20:58

kurulmuştur.54 Dolayısıyla 19. yüzyıl iskan politikası 18.yüzyılın aksine daha planlı ve örgütlü yürütülmüştür.


20. yüzyılda iskan siyaseti imparatorluğun küçülen topraklarına doğru gerçekleştirilen göçlere paralel olarak şekillenmiştir. 1912-1913 yılları arasında Balkanlardan imparatorluk topraklarına 640.000 kadar Müslüman Türk göç etmiştir.55 Göçler sonrası, 1914 yılında “Aşair ve Muhacirin Müdüriyeti Umumisi” kurulmuş ve örgütlenme gerçekleştirilmiştir. Kuruluş tarafından, Balkanlardan göç eden göçmenler Trakya’daki boş topraklara yerleştirilmiştir. Bu politikanın izlenmesinde; göçmenlerin alıştıkları iklime uygun bölgelerde iskan edilmeleri ve sınır bölgelerinde Türk-Müslüman yoğunluklu tampon bölgeleri oluşturmak gibi kaygılar rol oynamıştır. Ancak göçmenlerin yerleştirildiği yerlerde daha önce bulunan nüfusla eşit oranda olmaları da göz önünde bulundurulmuştur.Özellikle Çerkezlerin yerleştirilmesinde; grupların küçük yerleşim yerlerine dağıtılmalarına ve önderlerinin ayrı yerlere gönderilmelerine özel ihtimam gösterilmiştir.56


Balkan Savaşları sonrası nüfus hareketlerinin yoğunluğu ilk nüfus mübadelesi antlaşmalarının, bu savaşlar sonrasında yapılmasına neden olmuştur.Nitekim 1913 yılında Bulgaristan ile imzalanan Edirne Antlaşması’na göre Türk-Bulgar sınırında 15’er kilometre mesafedeki Bulgar ve Müslümanların “gönüllü” nüfus değişimi kararlaştırılmıştır. Buna göre Bulgaristan’dan gelenlerin sayısı 48.570, Bulgaristan’a gidenlerin sayısı ise 46.764 olarak tespit edilmiştir.


Balkan savaşları sonrasında imzalanan diğer antlaşma; İzmir ve Balıkesir’de oturan Rumların Yunanistan’a göç etmeye başlaması ve İngiliz gazeteci Doktor Dilion’un araya girmesi nedeniyle Osmanlı ve Yunan hükümet yetkilileri arasında 1914 yılında İzmir’de imzalanan antlaşmadır.



54 Halaçoğlu, a.g.e., s.9.
55 Tekeli, a.g.m., s.56.
56 Tekeli, a.g.m., s.57.
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: ULUS İNŞASINDA ZORUNLU GÖÇ UNSURU: TEK PARTİ DÖNEMİ (1923-19445) İSKAN KANUNLARI Hayriye YÜKSEL

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 08 Ara 2019, 21:01

Antlaşmaya göre; Doğu Trakya’daki ve Ege sahillerindeki 30 km.’lik alanlardaki Rumlarla, Makedonya Türklerinin ve onlara ait malların değişimi kabul edilmiştir.57 Ancak I. Dünya Savaşı’nın başlaması ile söz konusu antlaşma uygulanamamıştır.


Tezin konusunu oluşturan iskan politikasına geçmeden önce, değinilmesi gereken konulardan biri de iskan konusunda etkili olan Tek Parti dönemi nüfus politikalarına değinmek zaruridir. Nitekim, Cumhuriyet rejiminin kuruluşundan 1960’lı yıllara kadar genel eğilim ülke nüfusunu artırmaya yönelikti. ve bu politikada; kalkınma modelinin bir parçası olarak görülen geniş aile anlayışı ile kalabalık nüfuslu bir toplum yaratma amacı etkili olmuştur. 58


Nüfus sorunu ilk kez Gazi Mustafa Kemal’in 1920’li yıllardaki söylemlerinde; Türkiye nüfusunun artması, ulusal sağlık sorunlarının çözülmesi, ölümlerin azaltılması ve kişilerin üretim için yetenekli bir biçimde yetiştirilmesi olarak yer almıştır. Tek parti yönetimi için “büyük millet” olmanın koşulu kalabalık bir nüfusa sahip olmak olarak tanımlanmıştır.59


Balkanlar’dan Anadolu’ya gerçekleşen göçü teşvik etmek ve Türkiye’nin nüfusunu arttırmak Gazi Mustafa Kemal’in demeçlerinde de yer bulmuştur:


“Memleketin nüfusu şayan-ı teessüf bir derecededir. Zannederim ki bütün Anadolu halkı sekiz milyonu geçmez…Şimdi biz bunu telafi etmek istiyoruz…hudud-ı milliye haricinde kalan aynı ırk ve harstan olan anasırı da getirmek ve onları da müreffeh bir halde yaşatmak nüfusumuzu teyzid etmek lazımdır…bence Makedonya’dan ve Garbi Trakya’dan gelen kamilen Türkleri buraya nakletmek lazımdır.”60

57 Halaçoğlu, a.g.e., s.60.
58 Arı, “Cumhuriyet’in Nüfus Politikası”, Toplumsal Tarih, Sayı:191, Kasım 2003, s.28.
59 Arı, a.g.m., s.29.
60 H.Yıldırım Ağanoğlu, Osmanlı’dan Cumhuriyete Balkanlar’ın Makus Tarihi:Göç, İstanbul, Kum Saati Yayınları, 2001, ss.275-276.
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: ULUS İNŞASINDA ZORUNLU GÖÇ UNSURU: TEK PARTİ DÖNEMİ (1923-19445) İSKAN KANUNLARI Hayriye YÜKSEL

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 08 Ara 2019, 21:03

Cumhuriyet Halk Partisi’nin Üçüncü Büyük Kongresi’nde belirlenen programda “Nüfusumuzu artıracak tedbirleri ehemmiyetle takip edeciğiz” ifadesi yer almış,61 Cumhuriyet Halk Partisi Grubu Yönetim Kurulu, 1932 yılında nüfus sorununu incelemek ve bu konuda alınması gereken tedbirleri belirlemek amacıyla bir komisyon kurulmasını kararlaştırmıştır. Komisyonun görevi; memleket dahilinde izdivacın çoğalmasına engel olan iktisadi, sıhhi, içtimai ve diğer sebepleri arayarak, nüfusun çoğalması için kanuni, idari ne gibi tedbirlerin alınması gerektiğini ve bekarlar vergisinin fayda ve zararlarını raporla bildirmek olarak belirtilmiştir.62


1935 tarihli Cumhuriyet Halk Partisi 4’üncü kurultayında kabul edilen nüfus politikası ile ilgili belli başlı ilkeler ise, Türk sosyal hayatında ailenin esas olması, nüfusun arttırılarak gelecek neslin sağlam ve gürbüz yetiştirilmesi, nüfusun artırılması kapsamında yurtdışından gelecek Türklere imkanı olan her yardım ve kolaylığın gösterilmesidir.63


Nüfus artışının öncelikli hedef olarak görülmesindeki nedenler; uzun savaş yılları nedeniyle nüfusun gittikçe azalmış olması, geniş yurt topraklarının ekonomik, sosyal, siyasal olarak değerlendirilmesi gerekliliği ve asker temini noktasında özellikle erkek nüfus azlığından ordunun olumsuz etkilenmesidir.


Kemal Arı’ya göre ise bahse konu nüfus artırma politikasının arkasındaki neden: Türkiye’nin benimsediği çağdaş ve özgün ilkelerin, siyasal-sosyal politikaların ve kültürel atılımın, nüfusun bir yandan ulusal ve türdeş (homojen), bir yandan da artmış olması ile olanaklı olduğu düşüncesidir. 64




61 Güriz, a.g.e., s.245.
62 Güriz, a.g.e., s.248.
63 Güriz, a.g.e., s.246.
64
Kemal Arı, “Cumhuriyet Dönemi Nüfus Politikasını Belirleyen Temel Unsurlar”, Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, Mart 1992, s.410.
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: ULUS İNŞASINDA ZORUNLU GÖÇ UNSURU: TEK PARTİ DÖNEMİ (1923-19445) İSKAN KANUNLARI Hayriye YÜKSEL

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 08 Ara 2019, 21:04


“Çok nüfus, tok nüfus, şen ve zengin nüfus” düsturu ile hareket eden Tek Parti yöneticileri nüfusun artırılmasında iki ana stratejiyi benimsemiştir. Birincisi doğum oranını arttırıcı, ölümleri engelleyici tedbirlerin alınması, ikincisi ise; dışarıdan gerçekleşecek göçler ile ülke nüfusunun artırılmasıdır.


Hükümet, doğum oranını arttırmak ve ölümleri engelliyici önlemleri almak için, salgın hastalıklarla mücadeleyi birincil hedef olarak belirlemiş, aynı zamanda yasalarla, çocuk düşürmeyi/düşürtmeyi, çocuk yapmaya engel nitelikteki fiil ve hareketleri ağır cezayı gerektirecek yaptırımlar olarak görmüş ve 11.06.1936 tarih ve 3038 sayılı yasayla, bu nitelikteki eylemi, “ırkın tümlüğü ve sağlığı aleyhine cürümler” olarak nitelendirmiştir.65


1930 tarih ve 1593 sayılı Umumi Hıfzısıhha Kanunu ile ise 6 ve daha fazla çocuk sahibi olanların para ya da madalya ile ödüllendirilmeleri kararlaştırılmıştır.66 Sayılanlar kapsamında nüfusu artırma yönündeki bu önlemleri alma görevi Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı’na verilmiştir.67


Yurtdışından gerçekleştirilecek göçlerle göçü teşvike yönelik önlemler alınmış ve göç edenlere başta yerleşim yeri verilmesi olmak üzere çeşitli kolaylıklar sağlanmıştır. *İzlenen politikalar sonrası 1923 yılında 12.339.093 olan Türkiye Cumhuriyeti nüfusu, 1945 yılında 18.790.174’e yükselmiştir.68






65 Kemal Arı, “Cumhuriyet’in Nüfus Politikası”, s.30.
66 Arı, “Cumhuriyet’in Nüfus Politikası”, .s.30. 67Arı, a.g.m., s.31.
* Bu konuya zorunlu göç kapsamında değinilecektir.
68 Geray. a.g.m, s.28.
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: ULUS İNŞASINDA ZORUNLU GÖÇ UNSURU: TEK PARTİ DÖNEMİ (1923-19445) İSKAN KANUNLARI Hayriye YÜKSEL

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 08 Ara 2019, 21:06

BİRİNCİ BÖLÜM


TÜRK-YUNAN ZORUNLU NÜFUS MÜBADELESİ


I. LAUSANNE BARIŞ KONFERANSI ÖNCESİ TÜRKİYE



Mübadele fikrinin Lausanne Barış Konferansı öncesi Türkiye bakımından ideolojik altyapısı Mahmut Esat Bozkurt’un 18 Kasım 1920 tarihli konuşmasında mevcuttur:

“Belki Osmanlı Mebusan Meclisinde Hıristiyanlar aleyhinde söylemek doğru olmazdı. Fakat kendimi eski manada Osmanlı Mebusan Meclisinde farz etmiyorum ve memlekette Hıristiyan tabakasının hiçbir hakkı olmadığına inanmış bir adam sıfatıyla söylüyorum…Onlar emperyalizmin çocuklarıdır ve vatanın hain çocuklarıdır. Onların bu mecliste işi yoktur.” 1

1830’da Yunanistan kurulalı beri bir asır geçmiştir ve Milli Mücadele sonrası Rumlar ile birlikte yaşamak imkansız hale gelmiştir. Ülkeyi homojen bir nüfusa kavuşturmak, siyasi istikrarın ön koşulu olarak görülmektedir. Bu ortamda mübadele, kanlı bir savaş yaşamış iki komşu devlet arasında sulh yapmanın daha kanlı ve daha kötü bir yaşayıştan kurtulmanın tek yoludur.


Ankara tarafından mübadelenin ilk kez gündeme getirilişi, Hariciye Vekili Yusuf Kemal (Tengirşek)’in, Büyük Taarruz’dan yaklaşık altı ay kadar önce, 22 Mart 1922’de Paris’te yapılacak konferans öncesinde Avrupa ülkelerinde gerçekleştirdiği temaslar esnasındadır. Temaslara dair 4 Nisan 1922 tarihinde TBMM gizli oturumunda şu açıklamalar yapılmıştır:


“Avrupa’da bizim aleyhimize düşmanların kullanabileceği en büyük silah bu ekalliyetler silahıdır. Binaenaleyh ben ikinci gün kendisine (yani Lord Curzon’a) gittim ve ilk evvel kendisine ekalliyetlerden bahsettim ve bunu ikiye ayırdık. Rum ekalliyetler için mübadele esasını teklif ettim ve dedim ki: Biz, devamlı bir sulh istiyoruz ve bunun için bu suretle bizi onlardan, onları bizden emin kılmaktır. Bundan sonra bize kalacak Rumlarda Harici bir fikir vardır. Bir gün Türkiye’yi parçalayacağız, burayı oraya (Yunanistan’a) raptedeceğiz. Buraların Türkiye’de kaldığı sabit olmalıdır ki, birbirimizin elini tutalım. Birbirimizle iyi geçinelim. Bundan iyisi ise onları rahat yaşayabilecekleri yerlere göndermek ve Müslümanları da rahat yaşayabilecekleri bir yere celbetmek lazımdır. Binaenaleyh bu




1 Rıdvan Akın, “TBMM’nin Lausanne Siyaseti ve Heyet-i Murahhasanın Karşılaştığı Belli

Başlı Sorunlar”, Belgelerle Türk Tarihi, Sayı 41, Haziran 2000, s.36.
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: ULUS İNŞASINDA ZORUNLU GÖÇ UNSURU: TEK PARTİ DÖNEMİ (1923-19445) İSKAN KANUNLARI Hayriye YÜKSEL

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 08 Ara 2019, 21:08


suretle bu meseleyi cezri (kesin) bir surette halletmek demektir. Emin bir esas koymaktır veŞarkta (bundan) böyle Hıristiyan ve Müslümanların münasebeti iyi olur dedim. Biz, bunu diğer bir şey olarak teklif etmiyoruz. Nitekim, Yunanlılar, Bulgarlarla bu bapta bir muahede yapmışlar ve biz de vaktiyle Venizelos’la bir mukavele akdetmişizdir ve bunun için İzmir taraflarında Muhtar Bey’in riyaseti alanında bir komisyon teşekkül etmişti. İşte bunun sureti halli için size ilk teklifimiz budur. Bunun üzerine dediler ki; Türkiye’de bulunan Hıristiyanları kaldırıp Yunanistan’a göndermek pek güçtür. Ben de dedim ki: fakat evvelemirde (öncelikle) İzmir civarında bulunan Rumlarla yapalım ve diğer aksamı memalikte (ülkenin diğer kısımlarında) kalacak Hıristiyanlar ise, biz açık söylüyoruz; İtilaf devletlerinin yekdiğeriyle veyahut muhasımlarıyla kabul edilmiş olan (azınlıkların korunması ile ilgili) esasları biz de kabul ederiz. Bu da onlara teminat olsun (dedim).”2



Yusuf Kemal Bey’in, Yunanistan ve Bulgaristan arasında yapıldığını belirttiği antlaşma 27 Kasım 1919 tarihli Neuilly-Sur-Seine Antlaşması’dır. Antlaşmanın 56. maddesine göre; Bulgar ve Yunan tarafları arasında etnik, dini ve anadil bakımında azınlık olanların karşılıklı olarak fakat isteğe bağlı bir biçimde mübadelesi öngörülmüştür. Antlaşma uyarınca; 30.000 Yunanlı, Bulgaristan’dan Yunanistan’a göç etmiş, 53.000 Bulgar da, Yunanistan’dan ayrılıp Bulgaristan’a yerleşmiştir. İsteğe bağlı göçü öngörmesinden dolayı, 1930 yılındaki Yunanistan resmi rakamlarına göre; 82.000 Bulgar, Yunanistan’dan ayrılmayarak Batı Makedonya’da kalmıştır.3 Antlaşma
mübadele edilecekleri belirlemede geniş kapsamlı olması ve isteğe bağlı göçü öngörmesi noktalarında Türk-Yunan nüfus mübadelesinden farklıdır, ancak Lausanne’da Milletler Cemiyeti Komiseri Dr.Nansen tarafından Türk ve Yunan taraflarına emsal olarak gösterilmiştir.


Yusuf Kemal Bey’in görüşmelerinde gündeme gelen ikinci bir husus ise, İzmir civarındaki Rumlar ile Selanik civarındaki Türklerin yer değiştirmesidir. Bu konuda Osmanlı devletinin Atina temsilcisi Galip Kemali (Söylemezoğlu) Bey ile Venizelos arasında bir antlaşma imzalanmış ve İzmir civarındaki (Aydın vilayeti dahilindeki) Rumlarla, Makedonya’daki




2 TBMM Gizli Celse Zabıtları, 4 Nisan 1922, Devre I,c.3. Ankara, İş Bankası Yayınları,

1985, s.176. 3
Ayhan Aktar, “Türk Yunan Nüfus Mübadelesi’nin İlk Yılı; Eylül 1922-Eylül 1923”, Der: Müfide Pekin, Yeniden Kurulan Yaşamlar-1923 Türk-Yunan Zorunlu Nüfus Mübadelesi, İstanbul, İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, 2005, ss.42-44.

∗F.Nansen: Norveçli kaşif, 1921 yılında MC tarafından MC Sığınmacılar Yüksek Komiseri

olarak atanmıştır. Ölümü üzerine 1930 yılında , MC bünyesinde Sığınmacılar İçin Uluslararası Nansen Ofisi adını taşıyan bir organ kurulmuştur. Bu konuda bkz. Hüseyin Pazarcı, Uluslararası Hukuk Dersleri -II.Kitap, Turhan Kitabevi, 1999, s.203.
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: ULUS İNŞASINDA ZORUNLU GÖÇ UNSURU: TEK PARTİ DÖNEMİ (1923-19445) İSKAN KANUNLARI Hayriye YÜKSEL

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 08 Ara 2019, 21:11


Müslümanların “zorunlu olmayan bir biçimde” mübadelesi için ilk sözlü antlaşma sağlanmıştır. Ancak I. Dünya Savaşı’nın ortaya çıkması ile mübadele projesi hayata geçirilememiştir.4


Başkomutanlık Meydan Muharebesinin hemen öncesinde mübadele konusu tekrar Ankara Hükümeti’nin gündemine gelmiştir. Büyük Taarruz öncesi müttefiklerin dikkatini dağıtmak için Londra’ya bir gezi düzenleyen Fethi (Okyar) Bey’in, Gazi Mustafa Kemal’e çektiği telgrafta yer alan ifade şu şeklindedir ve daha İzmir’e girmeden mübadele konusu zihinlerde yer etmiştir: “İngiltere acele mütareke istiyor. Fransa ve İtalya Yunanlılara yardım etmeyecektir. Trakya’nın alınması, azınlıkların değiştirilmesi, harp tazminatı ve ülkede yapılan tahribatın tamiri istenmelidir” 5


Mudanya Mütarekesi’nin imzalanması öncesindeki diplomatik temaslar esnasında mübadele konusu yeniden gündeme gelmiştir. 18 Eylül 1922’de diplomatik temaslar için Türkiye’ye gelen Fransa Yüksek Komiseri General Pelle, Dahiliye vekili Fethi Bey ile görüşmüş, görüşmeden; mübadeleye Türkiye’nin olumlu baktığı ve Amerikalıların bu konuda aracılık yapması fikrine de sıcak yaklaştığı sonuçları çıkmıştır.6


Aynı günlerde, aynı konuda görüşmeler gerçekleştiren iki farklı isim daha vardır. Bunlar; Amerikan Yüksek Komiseri Amiral Bristol ve Ankara Hükümeti’nin İstanbul’daki temsilcisi Kızılay Başkanı Hamit (Hasancan) Bey’dir. Amiral Bristol’un anlatımına göre görüşmenin özeti şu şekildedir:



“Hamit Bey Türk tarafından Anadolu’dan bütün Rum ve Ermenilerin çıkarılmasını arzu ettiğini belirtir. (Buna karşılık) Amiral Bristol bu durumun Anadolu’nun ekonomik şartlarını olumsuz olarak etkileyeceğini belirtir. Hamit Bey de bu istenmeyen unsurlarla birlikte gelecek refah ve zenginlik yerine, daha düşük refah seviyesini tercih ettiklerini vurgular.” 7



4 Aktar, a.g.m., s. 45.
5 Aktar, a.g.m., s.46.
6 Aktar, a.g.m., s. 47.
7 Akın, a.g.m., s.48.
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: ULUS İNŞASINDA ZORUNLU GÖÇ UNSURU: TEK PARTİ DÖNEMİ (1923-19445) İSKAN KANUNLARI Hayriye YÜKSEL

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 08 Ara 2019, 21:12

Milli Mücadele’nin zaferle sonuçlanması, Anadolu topraklarında bulunan Rumlar arasında büyük paniğe yol açarken İstanbul ve Yunanistan’a doğru bir göç hareketini de başlatmıştır.


TBMM’de yapılan oturumlarda ise; Anadolu’dan kaçanların Trakya’ya yerleştirilerek bölgede çoğunluk oluşturulacağı endişesi dile getirilmiş ve BMM ordusunun İstanbul’u almak için harekata başlaması durumunda
40.000 Rum’un ordu kurma teşebbüsü içerisinde olduğu spekülasyonları yapılmıştır. Mecliste yapılan bazı konuşmalar BMM Hükümetinin Rumlara bakışını özetler niteliktedir.


Burdur Mebusu Soysallıoğlu İsmail Suphi Bey, “Rumlar ve Patrikhane vatana ihanet etmektedir, bu suçu işleyen bir azınlık artık vatandaşlık hukukunu ileri süremez”, Aydın Mebusu Tahsin Bey ise; “Yerli Rumların vapur vapur kaçmalarına izin verilmemeli, garnizonlarda rehin tutulmalılar ve bir siyasi koz olarak kullanılmalılar”8 beyanlarında bulunarak Anadolu ve Trakya’da bulunan Rum ekalliyetin durumunun belirsizliğine işaret etmiştir.


Lausanne Barış Konferansı öncesinde azınlıklar konusunda BMM’de gerçekleştirilen görüşmeler ve Lausanne’a gönderilecek heyete verilen talimatlardan azınlıkların “dış mihraklarca” kullanıma müsait ve egemenliği altında bulunduğu devlete her an ihanet edebilecek unsurlar olarak görüldükleri açıktır. Nitekim, Rize Mebusu Ziya Hurşit Bey’in beyanı da bunu kanıtlar niteliktedir:


“Memleket dahilinde yaşayacak olan bazı Hıristiyan unsurlar bulunacaktır. Bu anasır için, Yüksek Meclis, Türk milletinin ve İslamın öteden beri vasıflandırdığı bulundurdukları hareketi daima göstereceklerdir. Fakat bunun bir haddi vardır. Bütün cihan, mesela Lehistan, kendi dahilinde kalan bir Alman, bir Slovak azınlık için ne kadar bir hukuk veriyorsa biz de o kadar vereceğiz.”9





8 Akın, a.g.m., s.36.
9
Cengiz Kürşat, “Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde Lausanne Murahhas Heyeti’ne Verilen
Talimatlar”, Belgelerle Türk Tarihi, Sayı:18, Temmuz 1998, s.22.
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Cevapla

Kimler çevrimiçi

Bu forumu görüntüleyen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 9 misafir