Ahmed Tevfik Efendi’nin Tesalya Savaşı İle İlgili Yazıları Ve Şiirleri Emin Onuş

Girit ile ilgili Tezler
Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: Ahmed Tevfik Efendi’nin Tesalya Savaşı İle İlgili Yazıları Ve Şiirleri Emin Onuş

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 02 Eki 2019, 10:22

10 ) Bir Şehidin Vefatından Evvel Oğluna Bir İki Sözü 1
Nedir hüznün ciğerparem niçin ağlarsın evladım Benim bir ıztırabım yok teessüf etme Nevzadım Nevay-ı bahtiyaranemdir evladım bu feryadım Teessüf etmem ölsem de iki alemde dilşadım Şehadet müminine mucib-i fevzü sadettir
Buna mazhar olanlar cennet-i ala rahattır. 2
Bana artık makam-ı dilküşa kabr-i münevverdir

Önümde rehberim bak hazır olmuş hep meleklerdir Hüseyin-i kerbelada gelmiş onlarla beraberdir
O Serdar-ı Şehidan önde sanki bedr-i enverdir Kemal-iz ile babanı istikbale gelmişler Cihanda varsa meşguliyetim ikmale gelmişler 3
Vedaın vakti geldi artık oğlum beklemez asker Beni tazzik eder ruhum da durmaz gitmeni ister Sana birkaç vasiyet etmeye gönlümde hahişger


222

Müsaiddir zamanım şimdi eyle nushumu ezber Selam et validen Zehra ile hemşiren Esmaya Şehiden azmini bildir babanın semt-i ukbaya
4

Zaman-ı ihtizarımda ciğerparem iyi dinle Cihanda kesb-i şöhret etmeye say ile sayinle Ne balin-i hayat üstünde havf-ı mevt ile inle
Ne zerre ihtiraz et pençeleşmekden de hasmınla Sen asker oğlusun cay-ı vega olsun sana makber Müşerreftir şehid-i fi- sebillullah olan asker
5

Çalış din uğruna asla çekinme vermeden canı Çıkarma hatırından oğlum ancak vaad-i Mennanı Cihad etmekdir islâmı hüdanın emr-i fermanı
Ne ali menzile isal eder bu rütbe insanı

Şehid olsan da hayysın böyledir kuranın ahkâmı

Garik-i bahri rahmet eyler Allah cümle islâmı 6
Gaza meydanıdır asker olanın meşhedi ekser Mukaddessin olursan sen de böyle rifate mazhar Eğer babanı memnun eylemek istersen ol asker Olur avn-i hüda-her yerde lâ-şüphe sana yaver Gelir bir gün ki ya gazi olursun ya şahadetle Yaşarsın izzü rifatle gidersin ya saadetle
7



223


Eğer gazi olursan ind-i mevlada mükerremsin Meyan-ı nasda efal-i kutsiyyenle akdemsin Ölürken de tebessümler içinde şad u hürremsin Müebbed cennet-i alada hurilerle hemdemsin Şehid olsan makamın irtifa ve irtika eyler
Seni takdis eder dünyada ve ukbada kutsiler 8
Cihad et emrini Allah’ın infaz ile dünyada Ekersen bunda elbette biçersin yarın ukbada Ne işlerse kişi bunda bulur hep anda amade
Olur ima ile hayr- u şer mübeyyin haşr-ı kübrada Kaçıp da havf-ı düşmenle vera-yı perdeden bakma
-Kusurun söyleyen-dindaşların ateşlere yakma 9
Şehadet rütbesin hamd olsun Allahım bana vermiş

Bir öyle rütbe kim islâmı onunla sevindirmiş

O rütbeydi benim de maksadım hak işte erdirmiş Bu kanlı cismimi kala-yı cennetle giyindirmiş Gözümde kalmadı asla cihanın rifat ü şanı
Bana kafidir oğlum Rabbimin artık bu ihsanı 10
Şehidin son kelamı lafzatullah ile hatm oldu Yumuldu gözleri ağzı kapandı çehresi soldu O demteslim-i ruh etdi o yerler nur ile doldu Bu suretle o gitdi menzil-i maksudını buldu


224


Ne hoşdur devlet ve millet için böyle şehid olmak

İki alemde hakkın rahmetinden müstefid olmak

(Kokonoz, S. 17, 09 Temmuz 1313/21 Temmuz 1897)


11) (Başlıksız Şiir) Yunanlılarız yok bize kaçmakta mümâsil Gayrıya ne lâzım ederiz biz bizi terzîl Nâm almışız âlemde şekavet ile tekmîl Bu nâmımızı eyleyemez AvrUpa tebdîl Kabil mi denî-tab‘ olanın tab‘ını ta‘dîl
Sun‘ın dediğim bir de yalandan müteşekkil İcrâ-yı şekavet bize mevrûs-ı pederdir Bizde yalan îcâdı büyük şân u zaferdir


Osmanlılara karşı bakın harbe giriştik Sanki bir iş icrâ edecekmiş gibi şiştik Pek çoklarımız korku ile mevte eriştik Açlık sıkısından siyah incir gibi piştik Kaç kaç gece vakti pusuya güçle yetiştik Saklanmak için olduğumuz yerleri eştik Ordu nerede biz nerede bilmeyiz artık
Her beş kişi bir yerde köpek kıvrımı yattık




Osmanlı dilâverlerine karşı durulmaz


225

Bunlar ne şarampol ne de kurşunla urulmaz Harp eylemeden asla bir Osmanlı yorulmaz Bu askere hiç hiyle tuzağı da kurulmaz
Bir yerde hücûm korkularından oturulmaz

İnsan değil o marekede kuş uçurulmaz Her bir neferi askerinin bir koca ejder Her zâbiti bir yaralı arslan gibi kükrer.


Biz korkuyu gördükce hemen öyle kaçardık Görse bizi zanneyler idi mutlak uçardık Yalvarmak için süngülere mendil asardık Cebhâne silah her ne ki var elde atardık
Bu hâl ile hem muttasıl ağlar da koşardık Düşse birisi bakmadan üstünden aşardık Osmanlı dilâverleri de geldi yetişti
Bir çoğumuzun korku ile canı şıvıştı




Kandırdı bizi İngilizin verdiği gayret Bir yandan İtalyanlar ederlerdi sahabet Gittik Girit’e eyledik icrâ nice vahşet Buldu bizi mazlûmların âhı nihayet Dünyada iken başımıza koptu kıyamet Artık kime kimden edelim arz-ı şikâyet
Hep çektiğimiz ettiğimiz zulme bedeldir Yok şüphe buna çünkü mücâzât-ı ‘ameldir


226


Biz masharalık sanmış idik cây-ı vegayı Mağlûb olacak der idik Osmanlı alayı Bir ebr-i siyah gürleyerek sardı hevâyı Bulduk arzu ettiğimiz kanlı belâyı
Bir hamlede kaçtı nice binlerle fedâyı

Bir çoklarımız bu sırada verdi kafayı Türkler bize harp etmeği gösterdi bu günde Dağlar da dayanmaz bu diliranın önünde


Ne zırhlı tepe kaldı ne dağ kaldı ne sahra Hep darmadağın oldu bütün arz-ı Tesalya Asker dayanır mı bu kadar kuvvete âyâ Bildim ki ölüm korkusu bunlarda yok asla İnsan değil arslan demeli bunlara zira
Bir darbesi eyler nice insanları imha Osmanlı ile harp edenin hali yamandır İsbatına şahid üç ay evvelki zamandır.


(Kokonoz, S. 19, 06 Ağustos 1313/18 Ağustos 1897)




12) (Başlıksız ve iki kıtası eksik bir şiir)

3

Göğsünden itip diğeri de çekti geri Biri korkuttu bir koymadı gitsin ileri


227


Ne kadar söylediler olmadı asla haberi Baktılar bir deli başında yok aklın eseri Dediler kendine terk etmez isen bu hali Mülkünün bir yeri Osmanlıdan olmaz hali
4

O kadar tatlı nesayih Yunana etmedi kâr Müslümanlar ile harb etmeyi etti efkâr Edebildiği kadar etti yiğitlik izhâr
Baktı her hamlede askerleri etmekte firar O zaman korkudan açıldı hemen ishali Kolera tutmuşa döndü o vakit ahvali
5

Koca Moskof ile harb eyleyen Osmanlıları Şaka sanmış idi Yunan bu gözü kanlıları Biliyorduysa da bu kahraman ünvanlıları Hatırından çıkıverdi bu vega şanlıları Giricek harbe güç oldu silah istimali
Artık Osmanlıların kalmadı hiç ihmali

6

Top tüfenk süngü kılınç birbirine geçti hemen Simsiyah oldu dumanlarla o vasi meydan Koptu bir sayha-i tekbir ve şehadet o zaman Oldu bu cenge bütün gökte melekler hayran Kandan bir denize döndü yerin eşkâli
İşte bu hale getirdi Yunan’ı amâli

228


(Akbaba, S. 1, 01 Ekim 1313/13 Ekim 1897)




13) (Başlıksız Şiir)

1 Bakın şu Yunanlılara Taraftarlık satanlara İane dedi verdiler
Seyir eyleyin kapanlara

2

İkinci defa istedi

Verin de korkmayın dedi Kaptı bir çok para daha Rahatla misk gibi yedi
3

Harbin başladığı zaman

Dedi yetişiniz aman

Beş on guruş daha lâzım Halimiz zira pek yaman
4

Bu ilanı işittiler Kazanacak zannettiler Hatta bir çok sümüklüler Harbe kadar da gittiler
5

Kimileri hasta geldi

229

Kiminin ömrü kesildi Kiminin ayağı topal Kimin başın süngü deldi
6

Kimi boyacı çırağı Kimi kömürcü yamağı
Çoğu da mektep şakirdi

Bilmez yattığı yatağı

7

Bir çok şarapcı köylüler Hepsi de eşeğe benzer Hatta içlerinde varmış Bir iki de deli rencber
8

Harpte hamam var sandılar Hep gitmeye davrandılar Sandıkları sepet çıktı
Bu babda pek aldandılar

9

Vakta ki çıktılar yola Verdiler hepsi kol kola Elde Yunan bayrakları Şer atarak sağa sola
10

Göründü çünkü İskele

230


Koptu büyük bir velvele Naralar ayyuka çıktı Türlü rezaletler ile
11

Bunlar gittiği zaman da Bir vapur varmış limanda Götürecekmiş görsünler Ne vardır Yunanistanda
12

Böyle birkaç vapur varmış Bunları Yunan çıkarmış Dolaşırmış belde belde Böyle deliler ararmış
13

Bunda buldu beşyüz dane Atina için kurbane Bakalım başka adadan Kaç tane girdi kapana
14

Atinaya toplandılar

Yan yatacaklar sandılar Bir de harbe sorulunca Hep kaçmaya davrandılar
15

Çekti Yunan askerini


231

Kaçırmadı hiçbirini Önde yürümemek için İterlerdi birbirini
16 Mevki-i harbe gittiler Lâkin korkudan bittiler Artık harbe gelmemeye Bin kere tövbe ettiler
17 Kuvvetli bir top patladı Çoğu havfinden çatladı Asker eline geçenin Boynun ikiye katladı
18

İşte geldiler kaçanlar Giderken çalım satanlar Yüz Türk başı kesecekti Nerededir o kahramanlar
19

Hani koysunlar meydane Getirdilerse bir dane
Bir pardon da biz edelim

Çıksın o kahraman cana

20

Şarap değildir bu ahmak


232


Çekesin kafaya lak lak Buna muharebe derler Karşına yiğit çıkacak
21

Bir kurşun gösterir sana Diyemezsin (o banaya) Aksi gelir de ölmezsen Vizilersin ölünce ta
(Akbaba, S. 2, 15 Ekim 1313/27 Ekim 1897 )



Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: Ahmed Tevfik Efendi’nin Tesalya Savaşı İle İlgili Yazıları Ve Şiirleri Emin Onuş

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 02 Eki 2019, 10:25

14) (Başlıksız şiir) Nereye azminiz ey gaziler Neye mahzûnsunuz ey asker Ne için yaş döküyor gözleriniz
Ne bu hüzn ü elem ve ye’s keder




Nerede kaldı vatandaşlarınız Hani ya nerde o kardaşlarınız Yakışır mı size böyle gitmek Bırakıp da nice dindaşlarınız


Bunu mu bekler idik biz sizden Yine düşmanlara geçsin bu vatan Ne revâ pençe-i şîrden alsın Avını kelb-i akur düşman


233


Çıkacak yer mi Tesalya elden Bu kadar şanlı şehitler var iken Size lâyık mı idi bu hareket
Ne için çıktınız öyle yerden




Ne kazandık, denilirse asker (Şu) diye gösterilir mi bir yer Bu kadar harb u cidâl eylediniz Hani feth ettiğiniz kişverler


Yenişehir içre kalan mü’minler Kime feryâd u figan etsinler Buna râzı mı Cenâb-ı Hâlik
Bu kadar halk ezilip bitsinler




Bize Allah acısın ey millet Olmuşuz çünkü esir-i mihnet Bizi mahv eyledi bu İstibdâd Nerede biz nerede hürriyet


Ateş-i zulm ile yandık bittik ‘Ademe doğru çekildik gittik Girmedi sem‘-i kabûle asla Nice feryad u ricalar ettik

234

Bir hükümet ki adalet mefkud Onda her türlü cinâyet mevcûd Ne kadar mürtekib istersen var Bu rezaletlere hâdim (Ma‘hûd)





Doğru söz söyle şimdi memnû‘

Yalanı söyle ona yok mevzû‘

Ne kadar gayret ederse Mâ-beyn Kapanır sanmayınız nûr-ı tulû‘


Ayağın bastı mı İstanbul’a bak Sarar etrafını yüz bin alçak Artık işkencenin envâını gör
Ya nefydir sonu ya durma dayak




Ne suâl var ne cevap isterler

Ne muhatab ne hitâb isterler Bâb-ı Zabtiyye karar-gâhın olur Orada yağlı kebap isterler.


Var ise bir iki yüz altının Ağzına atmak için mel‘ûnun Yakayı belki halâs eylersin


235


Yoksa Azrâil olur makrûnun

(Akbaba, S. 18, 10 Haziran 1314/22 Haziran 1898)


Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Cevapla

Kimler çevrimiçi

Bu forumu görüntüleyen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 12 misafir