SULTANZADE MEHMET PAŞA’NIN SERDARLIĞI

Osmanlı Dönemi Girit Türk Tarihi
Cevapla
Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

SULTANZADE MEHMET PAŞA’NIN SERDARLIĞI

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 08 Ağu 2020, 17:31

SULTANZADE MEHMET PAŞA’NIN SERDARLIĞI

Hanya fatihi Yusuf Paşa’nın ayrılışından sonra Küçük Hasan Paşa ve daha sonra Gazi Hüseyin Paşa’nın vekaletleriyle yürütülen Girit serdarlığına,kendisine Niğbolu ve Bolu sancakları arpalığı da verilen Sultanzade Mehmet Paşa tayin edilir.Küçük Hasan Paşa da maiyetine verilmiştir.Mehmet Paşa ile Hasan Paşa kara yoluyla Gelibolu’ya giderek burada donanmaya katılırlar.Donanmanın Gelibolu’dan ayrılışı Rebiulahır’ın onuncu gününe denk gelir.
Aşağıdaki yazı Girit’e gönderilen donanmanın mükemmeliyet ve kudretini tasvir etmesi bakımından anlamlıdır.
‘’Otuzdan mütecaviz der agûş-ı mübâriz için müteceddit cibal misal ve kûh endam sefineler on kadar âlîkadr mavunalar ve kûh-mânend kadırgalar yapılıp ve hâzır olan tersâne-i âmire çektirmeleri birbirine çatılıp sefen-i atikler yeniden levazım ve mühimmatına ikyâs-ı b’i-nihâye deryalara atılıp kapudan olan Vezir Musa Paşa rahamallahu teâlâ aleyhve alâ menyeşâ’ ile vezîr-i sâbık civân kapucubaşı demekle muştehir vemütefârɪk olan Mehmet Paşa serdar ve serâsker nasbolunup ol nühnigân deryayînî-gencâyiş hayâlden efzûn zahire ve zaruret mehâzin-i inhisâr-dan bîrûn-ı cebehane ile memlû idüp ve donanma-i deryâ-yı ârâ-i şehriyâriye vech-i sezâ-vârîs üzere tezyün virüp leşker-keşlik mühimmâtın âreste elviye-i Anadolu ümerâsı erbâb-ı tımâr ve âyân-ı sipâh-timar olan zuamâ-yı nâmdârlar ile sihâb-ı bâd-bân ve resmân-ı burton keştileri mâlâmâl ve mâllât olup ve yeniçeri ocağı dilâverlerinden onbeşbin şeceân-ı bahıdırân düşman-ı şikâra feve ateşpâre olup ağalık pâyesiyle yeniçeri kethûdâsı ve ocak ağalarından zağarcılık mertebesiyle bir ocak ağası kadırgalarda tertib-i sufûf olunup Rumeli beylerbeyisine dahi ferman isdar buyuruldu ki taht-ı eyâlette olan ümerâ ve sipahi alel müteaccil cem’idüp kalkup cezîre-i Girid…….hazır olup küffâr-ı bed-hâh-ı devlet nef’ine sefr-i merkûma varup cem’-i tugân-ı müşrikinî kam’ide anlar dahi fermân-ı hümâyûna imtisal ve rehgüzer-i hasma isticâl eylediler.’’

Donanma boğazdan çıkıp yol almaya başladığında karşıdaki körfezin etrafında bazı Venedik gemileri görülür.Bu gemilerin Malta’nın tertip ve yardımıyla Suda Limanı’na gelen 37 burton ve dokuz çektirmeden oluşan donanmaya mensup 26 parça ‘’kal’a misal kalyon’’ oldukları ve Osmanlı deniz ulaşım yollarını kesmek için Girit generali tarafından Çanakkale Boğazı’na gönderildikleri anlaşılır.Venedikliler Osmanlı donanmasının boğazdan çıkmasıyla beraber üzerlerine doğru geldiğini görünce ‘’koçular bırakıp’’ yelken açarlar.İki taraf da birbirlerine ateş etmeye başlar.Kuşluktan ikindiye kadar top-tüfek muharebesi devam eder.Venedik baştardasına isabet eden bir top güllesi orta direği düşürmüştür,suyun hizasından da bir delik açmış olduğundan gemi batmaktan güçbela kurtulmuştur.
Venedikliler’in birkaç gemisi daha isabet almakla kalmamış,birçok Venedikli de denize düşerek boğulmuştur.Bu arada Osmanlı donanmasından Kasım Paşazade’nin gemisine isabet eden bir gülle on kürekçinin ölümüne neden olur.Diğer gemilerden de birer ikişer asker hayatını kaybeder.Daha sonra esmeye başlayan sert bir rüzgar,çatışmanın devamını imkansız hale getirir.Osmanlı gemileri çatışmaya ara verip Bozcaada altına giderler.Ancak hava burada da uygun olmadığından,buradan da ayrılıp Girit’e doğru yol almaya başlar.
O sıralar Karadeniz’den on kadırga (bazı kaynaklara göre de fırkata) ile İstanbul’a gelmekte olan Ahmet Paşa,padişah fermanı gereği Cemaziyülevvel’in 23’ünde,donanmaya katılmak üzere İstanbul’dan hareket eder.Donanmaya yetişerek ayın 28’inde beraberce Hanya’ya varırlar.
Anlatılan deniz savaşından sonra Venedikliler26 kalyonu…
Venedikliler Suda’ya geldiklerinde Çanakkale önünde savaşarak Osmanlılar’ı bozguna uğrattıklarını ve bundan böyle Osmanlılar’ın Girit’e donanma sevk edemeyeceklerini yaymaya başlarlar.Halbuki durum tam tersidir ve gerçek anlaşıldığında,Malta’nın yardımlarıyla oluşturulan Venedik donanmasındaki gemiler birer ikişer Suda’yı terk ederek üzgün bir halde ülkelerine dönmeye başlarlar.
Osmanlı donanması Girit’e vardığında,Serdar Sultanzade Mehmet Paşa büyük bir törenle karşılanır.Törenin ardından mevcut durum ile askeri harekatta uygulanacak yöntemin belirlenmesi için ertesi gün bir toplantı yapılması kararlaştırılır ve donanmanın vardığı günün ertesi Gazi Hüseyin Paşa ve diğer erkan,zabitan ve ocak ağaları toplanarak büyük bir harp şurası düzenler.Güncel gerçekler ve tedbirler hakkında yapılan konuşmalardan sonra serdar söz alarak Venedik gemilerinin dinlenme ve barınma yeri olan Suda Limanı’nın ele geçirilmesi planının en önemli konu olduğunu,29 Cemaziyülevvel tarihinde,sabah erkenden keşif kolunun hazırlanmasını emir verir ve meclis dağılır.
Serdar Sultanzade Mehmet Paşa ertesi gün sabah erkenden Gazi Hüseyin Paşa ve Küçük Hasan Paşa’yı yanına alarak yola çıkar.Evvela Esterni Manastırı tarafına gelirler ve Tuzla yöresine dönerek Malaksa Dağı eteklerinden dolaşıp incelemeler yaptıktan sonra 30 Cemaziyülevvel tarihinde Hanya’ya dönerler.
Keşif esnasında edinilen bilgiler üzerine bir telhis yazılıp saltanat makamına gönderilir.Telhiste şunlar yazmaktadır:

‘’Bu cezireninfethibirkaç günlük değildir.Zaman-ı medidede külli hazine ve mühimmat sarfına muhtaç olduğunda gayri Rumeli ve Anadolu askeri ve kapıkulu bu tarafa kışlamak ile ancak olur bir maslahattır.Mükemmel bir senelik zahire ve mühimmatı ve hazinesi vakti ile irsal olunmak ve Kandiye ve Resmo kal’alarına top çekmek içün Camus ve bargir ve asker ubür ettirilmekehem umurdandır.’’
USTAZADE YUNUS BEY’İN GİRİT FETHİ TARİHİ KİTABI
EDİTÖR:Ali Ekrem ERKAL

Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kimler çevrimiçi

Bu forumu görüntüleyen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 2 misafir