HANYA MUHASARASI III

Osmanlı Dönemi Girit Türk Tarihi
Cevapla
Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

HANYA MUHASARASI III

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 02 Mar 2020, 00:07

HANYA MUHASARASI III

Hendek içine bir ateş yağmuru yağmaktadır.Hücum harekatını yerine getiren üç müfrezenin ikisini oluşturan Rumeli ve yeniçeri efradı,beden üzerindeki Venedikliler’i uzaklaştırmak için ateş etmeye başlar.Bu arada serdengeçtiler yolu ele geçirmeye uğraşmaktadır.Metrisler de aralıksız olarak,beden üzerindekilere top atmaya devam eder.
Osmanlılar akşama kadar bu ateş yağmuru altında birçok zayiat verdikten sonra yolun siperleri olan tahta bentleri sökmeyi başarmış ve böylece hem yolu hem de hendeği zapt etmişlerdir.Gayretli mücahitler yere serilmiş arkadaşlarının halinden yılmayıp,kalenin fethine yardımcı olacak büyük bir işin başarılmasına sevinirler.Hatta sevinçlerinin bir belirtisi olarak donanma ve siperlerden etrafa bir çok şenlik topu atılır.
Zapt edilen yerin altı yoklanıp lağım tehlikesi olmadığı anlaşılınca,düşman ateşinden korunmak için metrisler yapılmasına gerek görülür.Beldarlar,inşaatçılar,
gemiciler ile sipahiler toprağı kazıp siper sürmekle görevlendirilirler.Fakat yer taşlık olduğundan toprağın başka yerden getirilmesi gerekmektedir.Ne var ki düşünülen yer açık bir arazi olduğundan düşman ateşi altında bulunmaktadır.Serdar ve kumandanlar bu hususta takip edilecek yolu müşavere etmek üzere bir araya gelirler.Toplantı sonunda ittifakla cephe hücumuna karar verilir.
Kapıkulu yönünde,hendek kenarından kale burcunun köşesine doğru,yanları sepet,çuval ve torba siperlerden oluşan kapalı bir yol meydana getirerek bu yol vasıtasıyla kale duvarına yanaşıp daha önceki karar gereği kale üzerine çıkabilmek için duvarda basamak delikleri açılmasına çalışılacaktır.İnşaat alanında bulunacak askerin düşman ateşinden korunması için,tabyaların kenarından hendek içine bakan iki büyük delik açılır.Küçük Hasan Paşa,Rumeli askerine top sepetlerini taşıtarak siperlerin yapımını başlatır.
Venedikliler yapılmakta olanları görünce,Osmanlılar’ın kaleyi fethetmelerinin zamanının geldiğini anlarlar ve bunu önlemek için olanca kuvvetlerini kullanarak,şiddetli bir müdafaa harekatı başlatırlar.Bir bölümü top başına geçer,piyadeler ise tüfeklere sarılırlar.Hendek içine geçmişte emsali görülmemiş bir şiddetle ateş püskürtürler,gülleler ve kurşunlar yağdırırlar.
Beri taraftan Osmanlılar da aynı kesin kararlılıkla,bulundukları siperlerden mukabele ederler.Hendek içinde çalışmakta olanlar ise,o ateş yağmuru altında,işlerine büyük bir özveriyle devam ederek kendilerinden bekleneni başarırlar.Ancak bu muvaffakiyet bir çok hayata ve kaybedilen hayatların üç katı kadar da insanın yaralanmasına mal olur.Tırhala Beyi Ahmet Bey de yaralılar arasındadır.Bir sepet siper ardında mevzilenmiş olan sipahiler de bir top güllesiyle parçalanarak bir toz kasırgası içinde havaya uçmuştur.Hanya fethinin üç kahramanından Küçük Hasan Paşa ile yeniçeri ağası Murat Ağa,eratı gayrete geçirmek için metrislerde gezerek heyecan uyandıran etkili sözlerle savaş taktiği vermekte,maneviyatı yükselen kahramanlar gözlerini kırpmadan şehadet şerbetini içmektedirler.
Canlar pahasına yol yapılıp üstü de örtüldükten sonra serdar,Hasan ile Murat ağaların önerisi üzerine usta taşçılar tayin eder;bu kişiler kale duvarının yontma taşlarını söküp basamaklar açarlar.
Duvarın çok harap olması nedeniyle gerekli görülen delikler açılıncaya kadar büyük zorluk çekilir.Fakat yine de cihana örnek olacak olan yiğitlik anı nihayet gelip çatmıştır.Yiğitler,harp ateşinin her türlüsüyle donatılmış bir kale bedenine tırmanmaya hazırlanmışlardır.Serdar-ı Ekrem,bu mücahitlerin arasına girerek parlak sözlerle,atalarından miras kalan yiğitliklerini coşturur,her birini ‘’gerilmiş bir yaydan fırlamak üzere olan bir ok gibi’’hücuma hazırlar.
Venedikliler’in bu defa aldıkları savunma önlemleri daha öncekilerle kıyaslanmayacak boyutlardadır.Kale duvarlarının saldırganların ayakları altında ezilmek üzere olduğunu görünce hayatlarını hiçe sayarak kalenin korunması amacıyla her çareye başvurmuş,tırmanıp çıkmaya hazırlanan saldırganların bulunduğu hendek etrafına gülle,taş,kurşun ve şişe kumbaralarından başka,nefte batırılmış büyük paçavralar tutuşturup atmaya başlamışlardır.Örtülü yolun yan siperleri çit ve kuru zeytin dalları ile örtülü olduğundan,atılan paçavralardan tutuşur.Ortalık bir yangın yerine dönmüştür.
Osmanlılar büyük bir ateş çemberi içinde kalırlar.Bir kısmı hem yangını söndürmek,hem de hasar gören siperleri onarmak için uğraşırken,metrislerde bulunanlar da var güçleriyle aralıksız olarak top ateşini sürdürürler.Aklın almayacağı şiddette bir ateş cehennemi an be an şiddetini artırmaktadır.
Venedikliler,Osmanlılar’da gördükleri dirençten büyük bir korkuya kapılıp,onları kovabilmek amacıyla akıl almaz yeni çarelere başvururlar.Bir kaç sandalı zift ve katranla doldurup zincirlerle bağladıktan sonra ateşleyip,taarruza geçmiş Osmanlılar’ın üzerine indirirler.Aynı anda yirmişer okkalık sayısız gülle de fırlatarak ortalığı bir volkanın içine çevirirler.Ateş cehennemi öyle bir noktaya varır ki,söndürülmesi hiçbir şekilde mümkün olmaz.Hendeğin içi korkunç alevler ve dumanlarla kıyametin dehşetli bir anını andırmaktadır.
Venedikliler Osmanlılar’ın lağımlarını yok etmek amacıyla yer altında da çalışmalar başlatmışlardır.Ayrıca gece karanlıkta deniz tarafından imdatlarına asker gelmekte olduğunu öğrenince,moralleri düzeldiğinden savunma gayretlerini artırırlar.
Hasan Paşa,kaleye tırmanılması fikrini benimsemiş olduğundan bunu gerçekleştirmek üzere harp sahasına yeniden asker sevkeder.Fakat Venedikliler’in gece içinde yan taraflara kurduğu top bataryaları nedeniyle başarılı olamaz,çok zaiyat verirler.Kumandanlardan bazılarının önerisi üzerine düşman bataryalarına karşı,tophane tarafındaki Haseki Ali Ağa’nın tabyasına iki balyemez ve üç şahi darbzen (kale döven) kurulması uygun görülür.Geceleyin Köstendil ve Tırhala sancakları askeri o tarfta çalıştırılarak toprakla doldurulmuş sepetlerle top siperleri inşa ettirilir.
Ertesi sabah söz konusu toplar yerlerine konulurken,Venedikliler de bunlara karşı geceden hazırladıkları altı topu saçma ile doldurup birden ateşlerler.Köstendil ve Tırhala sancağının erlerinin çoğu şehit olur veya yaralanır.Yeni yapılan siperleri de top arabalarıyla altüst edip bir harabeye çevirirler.Toplara bir zarar gelmez.Ancak bu taraf kalenin görüş alanı ile ateşinin etkisi altında bulunduğundan inşaattan vaz geçilir.
5 Cemadi-el-ahire tarihinde,Serdar-ı Ekrem’in daveti üzerine bütün kumandanlar bir araya gelerek bir harp şurası toplarlar.Hayli müzakereden sonra bazı kararlar alınır.Bu kararlara göre,hendek içine yapılan örtülü yolun nihayetinde,yani basamakların açıldığı duvarda,yığılıp kalan yanık ve yıkıntının tepesinden itibaren kale duvarlarının toplarla yıkılması ve bu suretle açılacak yarığa enkaz yığınından girilip hücum edilmesi tasarlanır.
Bu gerçekleştiği takdirde gereken mevzilere asker ilavesi uygun görülür.
O gecenin ertesinde,yani 6 Cemadi-el-ahire sabahı,erkenden metris değişiklikleri gerçekleştirilir.Sakatlanan toplar çıkarılıp yerlerine yenileri konur.Yıkılması tasarlanan duvarın karşısına da beş balyemez ve üç kalenborna kurulur.Ayrıca her metrise de birer şahi darbzen,ikinci ile beşinci metrislere asker ilave edilir.Bütün tüfekler muayene edilip işe yaramayanlar değiştirilir.Bu yapılanların ardından gelecek uygulamanın tebliğini beklemek üzere,herkes mevzilerine yerleşerek beklemeye başlar.
Bir sonraki gün için yapılan bu hazırlık esnasında,bir siper bitirilmek üzere iken gecenin çeyreği öncesinde ayın batacağı sırada inşaata nezaret eden Hasan Paşa ile bazı amirlere kaleden kurşun ve kumbaralar yağdırılıp,çalışmakta olan erlerin bir çoğu şehit edilir ve yaralanır.Kapı kulesine doğru açılmış lağımların da düşman tarafından keşfedildiği anlaşılınca bu lağımlar iptal edilir.Üsküp mirlivası Ali Bey ve Hanya fethi vakasının ilk yazarı Piri Paşazade Hüseyin Fahri Bey,o gecenin yaralıları arasındadır.
7 Cemadi-el-ahire günü,çok erken bir saatte,nefer ve kumandanlar mevzilerinde beklemeye başlayınca,enkaz istifinin üzerindeki duvara karşı kurulmuş olan beş balyemez ile üç kalenbornaya ateş verilerek duvarda mühim gedikler açılır.Venedikliler,aynı saatte top ateşiyle müdafaaya kalkışarak bir hayli gülle atarlarsa da,tümü boşa gider.O gün de akşama kadar iki taraf top başından ayrılmayıp şiddetle dövüşürler.
Avlonya askeri,gece dördüncü metristen çıkarak cephesinde bulunan tabyaya doğru harekete geçtiği sırada kaleden atılan top ve tüfek mermileriyle telef olur.’’Ki Avlonya’dan,bir mah-ı cihan ara ve şeci’ve bahadır dilrüba mahbub ziba’’ olan,Hasan Paşa gibi yiğitleriyle meşhur Hasan Beyzade Hüseyin bey,onlarla beraber şehit olur.O gece Venedikliler,Osmanlılar’ın ateş hedefi olan enkaz tepesini büyük bir kuvvetle koruma altına almışlardır.
8 Cemadi-el-ahire’de ve daha birkaç gün aynı tertip üzere top ateşine devam edilerek sonunda duvar yıkılır.Fakat Venedikliler’in iki yandan aralıksız olarak yağdırdığı gülle,saçma ve kurşunlar bir türlü geçişe meydan vermez.Bu sebeple birkaç defa göze alınan hücumlardan sonuç alınamaz.
Kumandanlar tekrar bir araya gelerek uzun uzun görüşürler.Nihayet büyük bir lağımla kale duvarının tahrip edilmesine ve içeride mahsur olan Venedikliler’in dağınık ve telaşlı oldukları bir sırada hücuma geçip,kale üzerinde siper düzenlenmesine karar verilir.Lağımın,Rumeli ordusunun tabya yeri olan dördüncü metris önündeki büyük burcun altına çıkarılması uygun görülür.Bunun üzerine o gün beldar ve lağımcılar özel olarak uyarılarak kazılar başlatılır.
Venedikliler’e hissettirmemek için metrisin ardından kazıya başlanıldığı,Rumeli metrisi askerinden başkasına bildirilmeyip mümkün mertebe gizli tutulur.Nihayet iki gün sonra arzu edilen lağım meydana getirilir ve doldurulması emri son dakikada verilir.Serdar,Venedikliler’in yeraltında verebilecekleri zarardan endişe ettiği için gizli tuttuğu lağımın doldurulması için de acele eder.Keza ateşlemede de aynı süratin uygulanması gerektiğine inanmaktadır.Bu sebeple,sabahtan öğleye kadar aralıksız fasılalarla tam 150 kantar barut harcanarak lağım hazırlanır.Hazırlığın sona ermesiyle beraber durum tüm askeri birliklere bildirilir.Herkesin derhal mevzilerine girmesi bildirilir ve ateşlemenin ardından açılacak yarıktan hiç kimsenin hücuma kalkışmayarak,bu konuda verilecek emri beklemeleri konusunda son defa uyarılırlar.
13 Cemadi-el-ahire tarihinde tam öğle vakti metrislerde her şey hazırdır;her er,her subay kendi mevziindedir,topların tümü doldurulmuştur,verilecek emir beklenir.Hava da akıncılardan yana,büyük bir durgunluk içindedir.Savaş yerini büyük bir ölüm sessizliği kaplamış gibidir.Güneş olunca hararetiyle ortalığı kasıp kavurmaktadır.
Aniden verilen bir işaretle,toplar bütün metrislerden aynı anda ateşlenir.Büyüklü küçüklü 153 gülle fırlatılır.Bu yaylım ateş üç defa tekrar edilir.Venedikliler,her top atışının ardından dağılıp korunmaya çalışırken ‘’Hazreti Serdar’’,elinde yanmakta olan fitille beklemekte olan lağım ustasına yüksek sesle emir verir:’’ATEŞ !’’
Yer gök inler,kıyameti hatırlatan bir velvele kopar.Bir yanardağ patlamış gibi dehşetli alev ve dumanlar ortalığı kaplar.Korku uyandıran bir heybet içinde gökyüzüne yükselen o muazzam burç,temelinden kopup düşer.Metrisler bir taş yağmuru altında kalır,öyle ki taş serpintileri üç mil kadar uzaklara ulaşır.
Venedikliler,o anda çok şaşırıp dehşete düşerek göklerin çöktüğünü sanırlar.Yerin gidip gelmesinden kalenin havaya uçtuğu veya battığı düşüncesine kapılırlar.Çılgıncasına bir korku ile selamet noktası sandıkları limana doğru koştururlar.Lağım beklenen yıkımı yerine getirmiş,değil piyadelerin,süvarilerin bile hücumuna elverişli geniş ve emin bir yer açmıştır.
Gerekli yerlere yerleştirilmiş olan efradın bir takımı 40 günden beri meydana getirmeye çalıştıkları gediğin açıldığını görünce,aldıkları bunca emir ve nasihatı unutarak fethe karşı olan ateşli hırslarının önünü alamaz,saldırıya girişirler.Kale üzerinde bulduklarıVenedikliler’i kesip bitirmelerinin ardından talana girişirler.Hücum emrini beklemekte olan diğer birlikler mevzilerinden çıkıp bunların yardımına gitmeyince,yapa yalnız kalarak,iki saat kadar Venedikliler’le savaştıktan sonra bozguna uğrayarak geri dönerler.
Venedikliler kalenin uğradığı yıkıma doğal olarak çok üzülür,cesaretleri kırılır,maneviyatları yaralanır.Osmanlılar’a kale içine doğru bir zafer anayolunun açıldığını görürler.Bunun üzerine etrafa yardım çağrısında bulunurlar.Şehrin bütün kilise çanlarını büyük bir sürat ve şiddetle çalmaya başlar;çanlardan,kulelerden ve diğer yüksek yerlerden dumanlar savurmaya başlarlar.Aynı zamanda kalenin doğu yönüne altıncı ve yedinci metrislere toplar çevirerekhesapsız gülleler yağdırırlar.Prizren alaybeyi Ahmet Bey bu ateşler esnasında şehit olur.
Açılan rahleden (gedik) yapılacak olan genel ve düzenli hücuma kadar,Venedikliler’e yıkılan yerleri tamir etme fırsatı vermemek için karşılarına düşen noktaya yedi adet top kurulup burası koruma altına alınır,çünkü gediğin açılmasının ardından planlanan hücum yapılmadığından,tasarlanan bu hücumun Venedikliler’in haberi olmadığı bir zamana ertelenmesi uygun görülmüştür.
Lağımın ateşleneceği günden önceki gece Venedikliler,Osmanlılar’ın gündüzden belirledikleri sepet siperlerini tutuşturmak üzere,top ateşine devam ederler.Hendekte kalmış olan sepetlerin ve zeytin çalılarının üzerine ziftli gemi tahtaları attıktan sonra kumbaralarla tutuşturarak hendeği yeniden bir cehenneme çevirirler.Osmanlılar,tekrar o harp ateşi içine dalarak ateşi söndürmeye çalışarak muvaffak olurlar fakat bu arada arkadaşlarının birçoğunu kaybederler.Elbistan Beyi Mehmet Bey de bu kayıplar arasındadır.
Aynı gecenin yarısında Suda yolunda da bazı sataşmalar görülür.Fakat bunlar tertipli olmayıp muhtelif hudut noktalarından gelen tüfek atışlarıdır.Hudut kumandanı Dukakin Mirlivası Ali Bey’in verdiği emir üzerine erat silah başına gelerek,olası saldırılara karşı beklemede kalır.İlk tüfek ateşiyle nöbetçilerden üç kişi hafif yaralanır.
USTAZADE YUNUS BEYİN GİRİT FETHİ TARİHİ
EDİTÖR:ALİ EKREM ERKAL


Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kimler çevrimiçi

Bu forumu görüntüleyen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 2 misafir